Çorum Sungurlu Çavuş Köyü

Çorum Sungurlu Çavuş Köyü

Çavuş Köyü, Çorum ilinin Sungurlu ilçesine bağlı bir köydür. Çorum İlinin tarihi kayıtlarını incelediğimizde; Türklerin Anadolu'ya geldikleri yıllarda (1075 Selçuklu dönemi) Oğuz TÜRKMEN boyundan olan (Babai Türkmenleri) Oğuz boylarının, oymaklar halinde

Orta Anadolu'yu Bizans’ın elinden alan Danişment Beyliği, Çorum ve çevresini Türk boylarına açarak Anadolu’nun Türkleşmesine katkıda bulunmuştur. Bu bölgede Oğuz Türkleri yerleştikleri yerlere boylarının ve oymaklarının adlarını vermişlerdir. Kışın soğuğundan korunmak için önceleri daha uzak illere göçüp baharda tekrar dönerken, sonraları sürülerin çoğalması, nüfuslarının artması, göçebeliğin zorlaşması ile bazı aileler yaylaklara yakın yerlere yerleştiler. Arkadan diğer aileler gelirken, bir taraftan bazı aileler oymaktan ayrılıp daha batıya doğru göçlerini sürdürdüler. Bu hareket içindeki aileler geçen seneler içinde ölülerini buradaki mezarlara gömdüler.

Çavuş Köyü; Konar göçer olmalarının büyük bir kanıtı; özellikle yayla ve sulak yerlerdeki ekim alanlarından devamlı mezar taşları, lahitler çıktığı halde ev ya da buna benzer kalıntılarının çıkmamasıdır. Bu konar-göçer şeklindeki yaşam tarzı 14.yüzyıldan 17. yüzyıla kadar devam etmiştir. Yukarıda da bahsedildiği üzere, Oğuzların Begdili oymağından olan Çakıroğulları aşireti, köyümüze 5–6 km. mesafedeki eski Sungurlu-Çorum karayolu üzerinde bulunan "köyünderesi" mevkiine gelerek çadırlarını kurmuşlardır.

haber-003.jpg

videogaleri-003.jpg

galeri-004.jpg

Köyün kuruluşu 1700'lü yıllara dayanmaktadır. Bir rivayete göre, eski Sungurlu-Çorum karayolu üzerinde bulunan köyün deresi mevkiine konar-göçer olarak ilk yerleşen ÇAKIROĞLU isminde sürü sahibi olan bir Türkmen’dir. Zamanla bu bölgeden memnun kalmayan Çakıroğlu kendisine yer arar. Ve şu andaki köyün güneydoğusunda bulunan ASMA denilen suyu çok tatlı bir pınar bulur ve oraya yerleşmeye karar verir. Köy o günden beri bu mevkiide yaşam mücadelesine devam etmektedir[1]. Arazi bakımından Sungurlu İlçesinin en büyük köylerinden birisidir.

Bilindiği kadarıyla, köyümüzün arazileri içerisinde bulunan çeşitli mevkilerde Hitit, Roma ve Bizans kalıntıları bulunmaktadır. Halen; Ortalıktepe, Kale, Kapukaya mevkilerinde bu dönemlere ait çanak çömlek kalıntılarına rastlanılmaktadır. Çento mevkiinde bulunan su kanalı ile kalenin su ihtiyacının karşılandığı ileri sürülmektedir. Kale diye tabir edilen mevki Kültür Bakanlığı tarafından sit alanı olarak belirlenmiştir.

Köyün ilginç tarihi özelliklerinden biri de değişik nedenlerle köyden ayrılan bazı sülalerin Çorum merkeze bağlı Sarimbey , Arpalık ve Çaltıcak köylerine yerleşerek yaşamlarını burada sürdürmeleridir. Bu durum göç edenler tarafından bilinmekte ancak Çavuş Köylülerince bilinmemektedir.

Köyün gelenek, görenek ve yemekleri hakkında pek fazla bilgi yoktur. Düğül aşı , hamur aşı, bulamaç ,katıklı aş(özellikle yazları),bulgur pilavı, Patetesli ya da etli köfte ,katmer , bazlama , hasıda belli başlı yemek ve yiyeceklerdendir. Ancak, köyün belli yerlerinde bulunan SOKU dediğimiz oyma taşlarda bulgur ve et'i birlikte ağaç tokmaklarla döverek yapılan çiğ köfteyi tandır sac'ında çok hafif pişirdimi tadına doyum olmaz. Hele birde tandırda pişirilen yufka ile kuru fasulye ve nohutun yanında bir baş kuru soğan oldumu başka bir şeye gerek yoktur sanırım. Köyümüzün kendi bağlarında yetiştirilen altın sarısı üzümlerden yapılan siyah pekmez, ekşi pekmez ve ağ pekmez'i de unutmamak gerek.

Köyün kız isteme geleneği klasik Anadolu köylerindeki gibidir. Kız ve oğlan eskiden köyün içindeki çeşmeden kızlar su taşırken ya da düğünlerde göz irtibatıyla aralarında oluşan ilgi olgunlaşır kız evine haber verilir , dünür gidilir. Eğer kız tarafı kabul ederse kısa süre içinde söz kesilir yakın akrabalar davet edilir şerbet içilir. Genellikle altı ay- bir yıl içinde düğün yapılır. Düğünleri neşelidir. Düğünler Perşembe günü öğleden sonra (damat evine dua ile bayrak asılır. Bayrağın sap kısmı kilitle dua okunarak bağlanır. Pazartesi günü yine dua ile kilit çözülür, bayrak indirilir.) başlar pazar günü sona erer. Bayrak dikilirken genellikle akrabaların katıldığı bayrak yemeği verilir. Bayrak asıldıktan sonra sonra resmi olarak düğün başlar. Düğün süresince hemen hiç kimse tarlaya çalışmaya gitmez. Düğünler önemli sosyal faaliyetlerden biridir. Bıkmadan usanmadan halay çekilir. Erkekler genellikle Ağırlama denen halayı usulune uygun (55-60 lı yıllarda Mırıshasan'ın oğlu Onbaşı Şevket Ersan, Cafarların Haydar(Karaseyfioğlu), Cafarhocanın Yusuf(Karaseyfioğlu), Şekirağanın Haydar(Uyanıker), 70-80'li yıllarda Hasankağan'ın (Hasan Kahya) Selvet(Servet)(Ersan). Topalların Abidin (Abidin Çataloğlu),Pösülerin Cemal(Cemal Didikoğlu)) ve Cafarların çöpmeminin oğlu Arap KARASEYFİOĞLU oyunun hakkını vererek oynayanlardan birkaçıdır. Kadınlar , kız ve erkek gençler genellikle düz halay denilen halayı çekerler.(Bütün insanlar düğünlere en yeni ve temiz elbiselerini giyerek giderler)

VİDEO GALERİ İÇİN TIKLAYIN...
Çavuşcu Köyü; Düğünlerde düğül(düğün) aşı , et yemeği (köyde yahni denir),pilav vb. yemekler yenir. Düğün süresince akşamları gençler para kimde diye bir oyun oynarlardı. Ebe (başkan) parayı ellerini öne uzatan avuçları bitişik oyuncuların sırasıyla avuçlarını (avuçlar bitişik) dolaşır çaktırmadan birisinin eline bırakır. Ucu düğümlenmiş havluyla sert şekilde sırasıyla oyuncuların eline vurarak 'para kimde' der. Paranın kimde olduğu bulunana kadar sırasıyla vurmaya devam eder. Parayı bulan ebe olur oyun bu şekilde devam eder. Yine altmışlı yıllarda Köse'nin (Mustafa Karaseyfi(rahmetli)) Sefa'nın düğününde kilim ve odunlarla içine dört adam girerek deve yapıldığını hatırlıyorum.

 

Düğün evine gidenler yardım amaçlı bulgur , yarma , buğday , badı(kaz),tavuk götürürdü. Köyün orta ve orta yaşın üzerindeki erkekleri bir odada toplanır genellikle rakı içerler. Meze bakımından bu masalar zengindir. Zurnacı en güzel parçaları çalar. Bunun karşılığında orada bulunanlar zurnanın deliklerine paraları kıvırarak para sokarlar. Hafif çakır keyf olduktan sonra çektikleri ağırlama(Köprüden geçti Gelin),doppili vb. halayları izlemeye doyum olmaz. Profesyonel folklorcülerden daha başarılı şekilde halaylarını icra ederler. 

Köyde insanlar genellikle sülaleriyle ya da lakap 8takma adlarıyla)anılırlar. Örneğin; Onbaşı (Şevket Ersan) Cafarların Haydar, Köse Mustafa, Cafarların Hamdinin Comalak, Kötübekirin Ali, Papazın Bakı, Golloğon Selahattin, Tosunnarın Arap, Karazekinin Satılmış, Dobucun Ekizler, Alidurağan Arap, Tıntın Memet, Goğarif, Çöpmemi(karaseyfioğlu), Aloğon Hüseyin, Irazların Bekir, Pösülerin Muharem , Kösağlin(Köse Ali)Haydar gibi.

Köyün genel kültür yapısı İslamiyet öncesi Türk kültürüyle İslami kültürün kaynaşmasıyla oluşmuştur. İnsanların genelinde İslamiyet öncesi Türk kültürünün daha yaygın olduğu söylenebilir. TÜRKMENLERİN çoğu özelliklerini korumuştur. Örneğin Gece dışarı sıcak su dökülmemesi, kutsal sayılan ağaca çaput(bez)bağlanması İslamiyet öncesi kültürün izlerini taşırken , Perşembe akşamı(cuma akşamı derler) iş yapılmasının günah sayılması İslami kültürün izlerini taşır.

Köyün Yunaklık diye tabir edilen tarafında Garipçe adında bir mezar(yatır) vardır. Köylülerce burada zaman zaman adaklar kesilir, bütün köylü bir araya gelerek kurban yemeği yerler. Yine bu gelenek daha çok İslamiyet öncesi Türk kültürünü anımsatır. Köy eğitime ve aydınlanmaya büyük önem verir. Hemen bütün aileler çocuklarını okutmak için ilçeye gönderir. Yüksekokula gidebilecek bütün çocuklar okuması için gönderilir. Köyde boşanma olayının az oluşu yine ilgi çeken özelliklerden birisidir. İnsanlar barış içinde yaşarlar. Köyün geneli kavgaya ve kavgacılara soğuktur. Hatta kavga eden insanlar köyde sevilmez. Onlara hoyrat gözüyle bakılır. Bu yönüyle oldukça medeni bir köy diyebiliriz. Köy insanları çalışkandır. Hava ısınmasıyla çalışmaya başlar bu kışa kadar sürer. Denilebilir ki o civardaki en çalışkan insanların olduğu köydür. Yine kadın erkek eşitliği konusunda Anadolu'nun birçok köyünden ileridir. Bu yönüyle yenilikleri çabuk benimseyen bir yönü vardır. Denilebilir ki yetiştirdiği soğan , domates bütün İç Anadoluya yetebilir. İnsan ömrü ortalama yetmiş beş civarıdır. Ailelerin çocuk sayısı ağırlıklı ikidir.Tekniğin gelişmesi özellikle soğan konusunda insan emeğini azaltmıştır.

Okur-yazar ve yetişmiş eğitim gücü açısından Sungurlu İlçesinin en önemli köylerinin başında gelir. Eğitime büyük önem verilir. Bu günkü okul, köyümüzün resmi olarak 3. okuludur. Daha önce eğitim, eğitmenler tarafından Köy Odalarında verilirmiş. Köyümüzün günlük sorunlarının görüşülüp çözüldüğü, köyün geleceği ile ilgili kararların alındığı köy odalarına; Cafarhocanın (Karaseyfioğlu)köyodası, Cafarların Hüseyin Dedenin (Karaseyfioğlu) köyodasını örnek verebiliriz. Köyümüze cami 1952 yılında o zamanki köy muhtarı olan Rıza SARIYARLIOĞLU (Sarı Sülüklerin Rıza) tarafından yaptırılmıştır. Köyde her eve tuvalet (Hela) yapma zorunluluğu da Rıza SARIYARLIOĞLU döneminde olmuştur. Ancak 1970'li yıllardan sonra köyden kente göç sonucu köydeki çocuk sayısı giderek azaldığından köyde bulunan birleştirilmiş sınıflı İlköğretim Okulu da 2010 yılında kapanmıştır.

AHMET SARIYARLIOĞLU'NDAN(Yüreğine Sağlık) GEÇMİŞE DAİR BİR ENSTANTANE

Televizyon yoktu. Gazeteyi ancak kese kâğıtlarından okurduk. Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç! Dışarıda kar... Evde Pösülerin Sadettin'in Akdağmadeni yapımı soba, sobanın başında ebem Kürdün Kızı. Soba içten içe öyle yanıyor ki. Sobanın üzerinde demir maşa... Dedem Sarı Sülüğün Rıza. Bir tas şarabı koymuş sobanın üzerine... Bana, "oğlum unutma, şarabı sıcak, rakıyı soğuk içeceksin" ...diyor. Mezesi, gevretilmiş yufka ekmeği ufalamış, içine çökelik karıştırmış. Bir yudum şaraptan, bir kaşık ufalanmış çökelikli ekmekten alıyor. Ebem ha bire saçkı atıyor sobaya, üfürürken gözleri yaş doluyor dumandan. Yumuçka oynuyoruz. Ben, Çakır dedemin Nadi, Hozanın Arap, Viciğin Arap, Aloğon Bektaş, Topal Tellinin Abidin. Neşe, mutluluk huzur var, yollarda çamur, İçeride huzur... Çepeliğin kapıda Hacı Osman'ın Ahmet'i, Çavuş Köyün Nasrettin Hocası Nizi dayımı dinlerdik. Öyle nüktedan konuşurdu ki, Lafın sonunda madara ederdi Ahmet emmiyi. Ne güzel gülerdi gevrek gevrek Dobuç Hüseyin. Deli Makbule salmazdı bizi köyün üst başına, Döverdi. Eeee, adı üstünde Deli Makbule. 

Televizyon yoktu. Gazete hak getire. Kese kâğıdından tanırdık kendisini. Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç! Portakal kabuklarını sobanın üzerine dizer, kokusuna râm olurduk. Soba fırınında gumpür közlemek büsbütün bir gecenin akıllara seza mutluluğuydu. Sonra illa ki, büyüklerin anlattığı hikâyeler, hatıralar... Birçoğu arızalı ve tedaviye muhtaç beyinlerden çıkma dizilerin ve filmlerin açtığı hasarlar yerine, geniş ve besleyici bir masal dünyası... Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret kalacağımız kimin aklına gelirdi? Çay da kokardı... Domates de... Kesme bardakta çay içmenin tadını şimdi anlıyorum. Metel satardık birbirimize, Fadik halamın torunu İlhan, Zarif halamın kızı Arzu Benden küçük dayım Nadi'yle. Bütün bu nefasete, Vicik Hüseyin'in küçücük bir bakkal dükkânının zenginliği yetiyordu. Dışarıda kar... İçeride huzur... Zam endişesi, doğal gazın kesilme korkusu, yolda kalma telaşı, rejim tehlikesi... Kimin umurunda... Ne güzel cahildik. Abidin Dino bile çizememişti, Mutluluğun resmini çiziyorduk... Hakikaten, bizim çocukluğumuz ne çabuk geçti? Anlayanınız var mı?

Köyümüz Sungurlu ilçesinin kuzeydoğusunda ilçeye 10 km mesafededir. Çorum iline 70 km uzaklıktadır. Komşu köyler Diğ, Akdere, Arifegazili, Kırankışla, Büyük İncesu, Cevheri(Eşekli)dir. Ankara-Samsun Karayoluna 3 km. mesafededir.

Köyün iklimi, Orta Karadeniz iklimi etki alanı içerisindedir, yazları sıcak ve kurak kışları ıse soğuk ve yağışlı geçer. Köyden kente göç nedeniyle nüfusu yavaş yavaş azalmaktadır.

Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalı olmakla berber tarım ağırlıklıdır.

Köyün tahıl ambarı olarak bilinen Ambardolduran, sebze ve pancar ekimi için Buğdaylıöz, Şarsak Çayının iki yakası ve Argınaltı en verimli mevkiilerdir. Bu mevkilere tahıl ürünlerde ekilmektedir. Tarım ürünleri olarak; Buğday, pancar, soğan, domates ürünleri ilk sırayı almaktadır. Köyün kıraç olan arazilerine yer yer dönüşümlü olarak bir yıl buğday, bir yıl mercimek ekimi yapılmaktadır. Budaközü ve köyün alt tarafından akan Şarsak çayının kuruması köy tarımını olumsuz yönden etkilemiştir. DSİ tarafından köyün muhtelif yerlerine açılan 6 adet su kuyularının acilen kullanılır duruma getirilmesi gerekmektedir. Bu suya köyün çok ihtiyacı vardır. Besicilik, bağcılık, hububat ekimi, meyvecilik ve her türlü sebze ekiminin daha verimli olabilmesi bu kuyuların biran önce çalıştırılmasına bağlıdır. Özellikle domatesçilik ve soğancılık köyün en önemli pazar ürünleridir. Sungurlu civarına yapılacak salça fabrikası vb. sanayi köyden kente göçü önemli ölçüde etkileyecektir. Soğanda belli bir planlama olmadığından bazen kamyonlarca soğan çöpe gitmektedir. Teşvik olduğu takdirde meyveciliği de köy oldukça uygundur. Geçmişte en önemli ekonomi ürünü tohum pancarı idi. Son yıllarda Alman şirketine ait tohum pancarı pek ekilmemektedir.

Köyde ilköğretim okulu 2006 yılında kapanmıştır. Köyün içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur.2012 yılında ilçeye, anayola yakınlığına rağmen kanalizasyonun olmaması büyük eksikliktir. PTT şubesi ve PTT acentesi vardır. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

REMZİ KARASEYFİOĞLU, Çavuş Köyü Muhtarı, Yaş: 55 VE ÜZERİ, Cinsiyet: ERKEK, Eğitim Düzeyi: İLKOKUL
Muhtarlık Süresi: 1 DÖNEM

Muhtarlık Erişim Bilgileri, E-Posta:   Kayıtlı Değil!, Telefon:   Kayıtlı Değil!, Cep:  539/3837826
 

BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
👏
👎
😍
😥
😱
😂
😡

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.