Akçaabat Darıca Köyü

Akçaabat Darıca Köyü

Darıca Köyü hangi ilimizdedir, köyde kaç kişi yaşamaktadır, köye özgü yemekler hangileridir, Trabzon iline bağlı bu güzel köye nasıl gidilir, köyde doğal yaşam nasıldır?

Darıca, Trabzon ili Akçaabat ilçesine bağlı bir mahalledir. 12 Kasım 2012'de TBMM'de kabul edilen 6360 sayılı kanun ile mahalle olmuştur. 

Akçaabat açısından Osmanlı döneminin en önemli olayı, 18 gemiden oluşan Rus donanmasının Sargana burnu önünden Kavaklı Köyü´ne doğru yaptığı çıkarmaya karşı yöre halkının yarattığı yiğitlik destanıdır

Kentin bilinen en eski adı Platana olup, Yunanca "çınar ağacı" [3] anlamına gelmektedir. 19. yüzyılda bu adın deforme edilmesiyle Pulatane, Pulathane adları oluşturulmuştur. Bıjışkyan (1817) seyahatnamesinde kentin adı hakkında şu açıklamayı yapmıştır: "Platana, altı mil uzakta Yoros Koyu’nun içinde bir kasabadır. Platana çınar ağacı demektir, çünkü eskiden bura halkı aynı ağaca tapardı. Bununla beraber, bazıları Polathane yani ‘demir fabrikası’ olarak zikrederler” [4] Kentin adının ticaretin gelişmesi ve paranın bolluğundan dolayı, beyaz evlerinden dolayı veya eski Türkçe’den kaynaklanan batıdaki şehir anlamına geldiği de iddia edilmiştir.

Türkler ilçeye 12. yüzyıl´dan itibaren Selçuklu döneminde Türkmen beylerinin bölgeyi fethetmesiyle yerleşmeye başlamışlardır.Fatih Sultan Mehmet tarafından 1461 yılında fethedilen Akçaabat’ta Roma, Bizans, Komnenos ve Osmanlı dönemine ait tarihi yapıt ve izlere rastlamak mümkündür. Akçaabat‘ın, Osmanlı dönemine ait kaynaklarda şehir merkezi “Pulathane”, ilçe geneli ise “Akçeabâd” olarak geçmektedir. Cumhuriyet döneminde büyük bölümü Yunanca olan Akçaabat köy adları [5] da değiştirilerek yerlerine Türkçe isimler konulmuştur.

SARGANA DESTANI

Akçaabat açısından Osmanlı döneminin en önemli olayı, 18 gemiden oluşan Rus donanmasının Sargana burnu önünden Kavaklı Köyü´ne doğru yaptığı çıkarmaya karşı yöre halkının yarattığı yiğitlik destanıdır. Genel tarih kaynaklarında yeterince yer verilmeyen bu olay 1810 yı.lının Ramazan bayramında yaşanmıştır. Muzaffer Lermioğlu savaşa katılanların yakınlarıyla görüşmeler yaparak olayın tüm ayrıntılarını öğrenir.

Sabahın alaca karanlığında Sargana burnu önünden karaya çıkan Rus askerleri, bir yandan Kavaklı köyünü ateşe verirken bir yandan siperler kazarak yerleşmeye girişirler.

Kavaklı köyü o gün, Ramazan bayramının sevincini yaşamak için uyanmıştır. Köyün erkekleri bayram namazı için camide toplanmıştı. Olayı ilk gören kadınlar ve çocuklar caminin çevresinde bağrışmaya başladılar. Namazını bitirip camiden çıkan erkekler hemen silahlandılar. Bu arada yardım için Akçaabat´a, çevre köylere haber saldılar.

Olayı duyan Akçaabat Ayanı Sakaoğlu Mahmut Ağa, derhal halkı silah altına çağırır. Eşi Ulve Hatun da kendisi gibi silahlanıp iki oğluyla birlikte eşi Mahmut. Ağa´nın yanında yer alır. Ağlarını ve Hatunlarını başlarında gören halk, kısa sürede toparlanıp Kavaklı köyünün yardımına koşar. Mahmut Ağa´nın habercileri Trabzon Valisi Çarhacı Ali Paşa´ya ulaşınca her yana haber salınarak toplanan yardım birliği, Kavaklı´ya doğru yola girer.

Bu sırada öncelikle Kavaklı, Darıca, Meşeli, Karaçam, Gökçebel köylerinden gelen kadınlı erkek.li savaşçılar, Dancalı Kanberoğlu Memiş Ağa komutasında saldırganlara karşı yiğitçe direnmektedir. Öğleye doğru önce Akçaabat´tan, hemen ardısıra Trabzon´dan gelen yardımcı birlikler köylülerin yanında yer alınca savaş iyice kızışır. Kıyıda demirleyen Rus donanmasının top desteğine Kireçhane tabyasından karşılık verilir. Bu arada Kaplanoğlu Mustafa Ağa yönetiminde Çarşıbaşı dolaylarından gelenler ile uzak köylerden silah ata ata yardıma koşanlar Türk cephesini iyice güçlendirir.

Savaş olanca şiddetiyle akşam karanlığına dek sürer. Ertesi gün tan ağarırken Çarhacı Ali Paşa yeniden saldırı emri verir. Rus´ların ön siperleri kısa sürede aşılır. İkinci siperler için korkunç bir boguşma başlar.

Kadınlar ellerine geçirdikleri balta, nacak, keser, orak, bıçak, kazma, kürek gibi ilkel silahlarla Ulve Hatun´un yanında ayrı bir birlik kurarak savaşın içine girerler. Bir zamanlar buralardan gelip geçen Amazonlar gibi karşılarındaki düşmana kan ağlatan bu kadınlar, savaşın yazgısını belirlemede çok etkili bir rol oynarlar. Savaş olanca yoğunluğuyla sürerken ön cephelerde bir er gibi savaşan Çarhacı Ali Paşa yaralanır. Savaşın yönetimini yeniden Sakaoğlu Mahmut Ağa üstlenir. Kadın erkek yediden yetmişe dek şaha kalkan direnişçiler karşısında şaşkına dönen Rus askerleri bozguna uğrayarak gemilerine doğru kaçışmaya başlarlar. Kaçamayanlar esir alınır.

Bu savaşta 48´i kadın, 921´i erkek olmak üzere toplam 969 savaşçımız şehit olur. 35 savaşçı da ağır yaralanır.Ruslar ise 1322 ölü, 48 yaralı bırakarak savaş alanından kaçarlar. Aynca 127 Rus askeri esir alınır. Savaşa katılmak için Rize, Of, Sürmene´den yola çıkanlar Yanbolu deresine, Tonyalılar Söğütlü´ye, Tirebolu, Görele ve Vakfıkebirliler Şalpazarı´na geldiklerinde zafer haberini alarak sevinçle geri döndüler.

TRABZON'UN KAÇ KÖYÜ VARDIR ?

TRABZON HABERLERİ İÇİN TIKLAYINIZ

KÖY VİDEOLARI İÇİN TIKLAYINIZ

KÖY RESİMLERİ İÇİN TIKLAYINIZ

TRABZON İLİNDE DOĞAN ÜNLÜLER İÇİN TIKLAYINIZ

BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
👏
👎
😍
😥
😱
😂
😡

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.