Arda Turan Fatih Terim'e Cevap Verdi

Arda Turan Fatih Terim'e Cevap Verdi

Arda Turan, kendisini milli takım kadrosuna almayan futbol direktörü Fatih Terim' e cevap verdi.

Arda Turan, kendisini milli takım kadrosuna almayan futbol direktörü Fatih Terim' e cevap verdi.

 Arda Turan, NTV Spor'da yayınlanan %100 programında Rıdvan Dilmen ve Güntekin Onay'ın konuğu oldu.

"Öğlen uykusundaydım. Telefonum 50 kere çalınca dedim ki; 'Allah korusun ya biri öldü ya da milli takıma çağrılmadım.' Şaşırdım mı? Futbolun içinde böyle şeyler var. Birilerine fatura kesilecekse böyle şeylerle karşılaşabilirsiniz. Önemli olan böyle olaylara nasıl tepki verdiğiniz, nasıl duruş sergilediğiniz. Neden konuşmadım? Konuşmamamın sebebi, ben orada olmasam da o takımın kaptanıyım. O takımın maçları varken bana konuşmak asla yakışmazdı."

"Bu Milli Takım olaylarının başında, hesap sorma diye bir şey söylemiştim. Hoş olmayan, aslında beni de rahatsız eden bir şeydi. Ben asla Türk halkı ve milleti için böyle bir şey demedim. Onlar benim baş tacım. Islıkladıkları gün soyunma odasında şöyle söyledim; "Ben neden üzülüyorum, biliyor musunuz? Avrupa'daki insanlar bizi böyle görüyorlar diye." Benim ıslıklanmam hiç önemli değil. Biz her gün ıslıklandık. Galatasaray taraftarı ıslıkladı. Ama ben, "Beni kim paracı primci yaptıysa hesap soracağım" dedim. Burada demek ki benim muhatap olduğum şahıslar var. Ben şahıslar için söyledim. Hala da hesap sorma konusunda fikrimin arkasındayım."

"Kariyerim boyunca Galatasaraylı yöneticiler, federasyondaki yöneticilerle kontratlarla primlerle ilgili asla konuşmadım. Konuşacağım maksimum şudur. Kaptan olarak takım arkadaşlarımı bilgilendirme amacıyla bir prim yatıyorsa, onlara iletebilmek için bunları öğrenmek ve sormak zorundayım. Para istemek ve para pazarlığı yok. Biz federasyonumuzun yönetimimizin belirlediği primi UEFA'dan gelen katılım hakkıyla alıyoruz. Kimseden istemiyoruz ki. Biz ülkemizin, insanımızın vergisinden para falan almıyoruz. Biz prim için oynayacak oyuncular olabilir miyiz? Kazandığımız paranın yanında o primin lafı bile edilmez."

"Burada üzücü ifadeler var. Hocanın tabii ki de ilkeleri olacak. "Bundan sonra benim ilkelerimde şerefle..." diye bir cümle var. Sonsuz şeref sahibi benim gönlümde ve kalbimde Allah'tır. Biz fanilerin herhangi şerefle ilgili belirleme konusu olamaz. Gerçekten böyle bir ifade kullanıyorsa bu hiç hoş değildir. Neden değildir? Biz onun evladı yaşındayız. Ne zaman kulağımızı çekmiş de, hayatımız boyu oğlum buraya gelin demiş de yapmamışız."

"Ülkemizin yaşadığı bu sıkıntılı günlerde bizi bu şekilde gösterip, benden değil de halktan özür dileyecekmiş gibi sözler... Gerçekten hocam ile hayatım boyunca çok iyi ilişkilerim oldu. Beraber mücadelelere girmiş bir insanım. Ama bunlar iyi cümleler değil. Bizim de anamız babamız var. Biz onların evladı yaşındayız. Bizi bu şekilde halktan özür dileyecekmiş şeyler yapmış gibi göstermek.... Biz asla öyle şeyler yapmadık. Onların hiçbirisini kabul etmiyorum. Ben hata yapmışımdır. Yüzde 100 hatalarım için de halktan özür dilerim; ama asla yanlış yapmamışımdır."

"Kavga her gün olur. Ben gittiğim günden beri kavga var. Kavga etmeyen takım mı olurmuş. Mutlaka kavga edeceksin. Hocam bu olaylarda bire bir kimseyle muhatap olmak istemedi. Basın toplantısı yaptı. Milli Takım için konuşmadım. Ama şimdi söylenen şeyler karşısında konuşmak zorundayım. Çünkü hayatım boyu prim konuşmadım. Konuşursam anam babam beni eve koymaz. Ağır geldi. Biz de 29 yaşındayız. Herkesin, arkadaşlarımızın anası babası var, çoluğu çocuğu var. Bu lafları kimse kaldırmaz.

"Bende de hatalar var. Çok fazla iyi niyetliyim. Hayır yok bende. Neden yok!.. Arada hayır olmalı. İnsanlara mesafe koymalıyım. Kıramıyorum insanları. 15 Temmuz'dan sonra sokağa çıktığımda, ülkemde her zaman kahraman kral gibi karşılanıyorum. El bebek gül bebek muamele ediyorlar. Ülkem insanı hakkında hiçbir şey söyleyemem. Yapımla uğraştıklarımla kariyerim boyunca adımlarımı hiç maddiyet üzerine yapmadım. Hep kariyer, hedef, ülkeyi temsil etme, hep bunun uğruna gittim. "

"İspanya maçında Iniesta'nın, Busquets'in maç içinde davranışları takdire şayandı. Bunlar aramızda kalacak özel şeyler. Ama o gün Iniesta'nın liderliğinde bana gösterdikleri saygıdan dolayı teşekkür ederim. Başka şeyler de var sahanın içinde. İspanyol taraftarları da ülkelerinde spor yapan yabancı bir oyuncuya destek çıktılar. Şöyle de bir şey var. Baktığınızda içeride dışarıda 8-9 tane önemli kupa kazanmışım İspanya'da. Seramoni'de 8-9 Türk bayrağı var. Türkiye tarihinin Avrupa'da 2 tane önemli başarısı var."

"Eğer bir sorun varsa da bunları ben söylemedim. Karşı taraf söyledi. Bir sorun varsa oturup konuşmaya razıydık; ama bizim büyüğümüzdür. Ona karşı saygısızlık yapmamız söz konusu değildir. Hiç beklemediğim bir hamleydi. Milli Takıma hoca bizi 100 kere, 1000 kere çağırmayabilir. Helali hoş olsun. Yine çağırmaz. Biz dışarıdan aslan gibi hizmetimizi yaparız. Oradaki herkes bizim kardeşimiz. Ama ben bir şey yapıyorsam arkadaşlarıma yardım etmek için, olmayan arkadaşlarım için de söylüyorum. İyi niyetli hatalar için özür diliyorum. Ama kötü niyetli hatalar asla olmadı. Bazı söylemleri kesinlikle kabul etmiyorum."

"İspanya'da 6 yıl oldu. İlk geldiğim günleri hatırlıyorum da Madrid'in kuzeyine inmiştik. Madrid'in kuzeyinde ışık da yok. Dedim ki,'Ya n'aptın Allah aşkına. Galatasaray'dan ayrılıyorsun. İyi bir durumdasın. Niye yeniden mücadele ediyorsun. Önemli bir macera. Yabancı dil de sıkıntılı. Gelirken küçük bir sakatlığım da vardı. Onun da psikolojisi önemliydi. Sağ olsun Ağustos ayında İspanya'da kimse olmaz; Hamit Altıntop çok yardımcı olmuştu.

"Her dönem çok sayıda transfer teklifi aldım. Atletico Madrid'i tercih etmiştim. Çünkü Miguel Angel iyi bir dost her şeyden önce. İstanbul'a geldi defalarca dışarı yemeğe çıktık. O yüzden çok iyi dostluklar durduk. Yıllar sonra tekrar Atletico Madrid'in atağa geçtiği bir dönem oldu ve o dönemdeki önemli mimarlardan biri oldu. Beraber kupalar kazandık. Hatta benden sonra kupa yok. Başarı çok ama kupa yok. (Gülüyor) Bazen şakalaşıyoruz çocuklarla. Çok keyifli."

"Barcelona her şeyiyle büyük bir kulüp. Keşke buralara gelme fırsatım 20 yaşında olsaydı. Her şey çok daha farklı olabilirdi. Burası dışarıdan bakıldığı gibi 'Aaa tiki taka oynuyorlar' denilen bir yer değil. Tamamıyla pozisyon alması gereken, hele üçlüyü çıkartırsak arkadaki yedi oyuncunun top rakipteyken sarf ettiği çok büyük efor var. Çünkü 3-5 saniyede hemen topu geri almanızı istiyorlar sizden. Önde oynamak daha avantaj."

BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
👏
👎
😍
😥
😱
😂
😡

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.