Şanlıurfa Siverek’te köpeğinin ısırması sonucu kuduz mikrobuna yakalanan Lütfü Seray’ın hayatını kaybetmesi üzerine uzmanlar kuduz hakkında uyarılarda bulundu.
Kuduz virüsünün merkezi sinir sisteminde enfeksiyon gelişimine neden olan bir hastalık olduğunu söyleyen uzmanlar, tüm memeli hayvanlarda kuduz gelişebileceğine dikkat çekiyor. Kuduzun sükûnet, saldırgan ve felç olmak üzere farklı hastalık dönemleri ile seyredebildiğini belirten Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, kuduz virüsünün enfekte bir hayvanın tükürük, ısırık ve çizikleri yoluyla bulaştığının altını çiziyor. Kuduz için yüksek riskli temas olasılığı bulunan ve kuduz riski taşıyan teması olan kişilerin aşı ile korunabileceğine vurgu yapan Mamçu, tüm yaralanmalarda yara yerinin en kısa sürede akan bol basınçlı suyun altında ve sabunla iyice yıkanmasını öneriyor.
Ülkemizde hâlâ ciddi bir halk sağlığı sorunu
Kuduz virüsünün merkezi sinir sisteminde enfeksiyon gelişimine neden olan bir hastalık olduğunu belirten Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Ölüm oranı yüzde yüzdür. Korunmada etkili bir aşısı vardır. Kuduz hastalığını korunma ve bütüncül sağlık yaklaşımı ile tamamen ortadan kaldırmış ülkeler mevcuttur. Ülkemizde yılda 250 bin civarında kuduz şüpheli ısırık vakası sağlık kurumlarına başvurmakta ve aşı uygulanmaktadır. Kuduz ülkemizde halen ciddi bir halk sağlığı sorunudur.” açıklamasında bulundu.
Büyük oranda evcil hayvanlarda görülüyor
Tüm memeli hayvanlarda kuduz gelişebileceğine dikkat çeken Mamçu, “Kuşlar, sürüngenler ve balıklar gibi memeli olmayan hayvanlarda kuduz görülmez. Çoğunlukla kurt, tilki, çakal, sansar, gelincik, yarasa gibi yabani hayvanları etkiler. Enfekte yabani hayvanlardan insanlara veya evcil hayvanlara yayılabilir. Köpek, kedi, sığır, keçi, at, eşek gibi evcil hayvanlarda kuduz gelişebilir. Ülkemizde son yıllardaki hayvan kuduzlarının yaklaşık %90’ı evcil hayvanlarda saptanmıştır. Evcil hayvanlar içerisinde en sık köpekler (%43), sığırlar (%37) ve kedilerde (%3.9) kuduz tespit edilmiştir. Fare, sıçan, sincap, hamster, tavşan ve yabani tavşan ısırıklarından insana kuduz geçişi görülmemiştir.” bilgilerini paylaştı.
İnsanlara tükürük, ısırık ve çizikler yoluyla bulaşıyor
Kuduzun sükûnet, saldırgan ve felç olmak üzere farklı hastalık dönemleri ile seyredebildiğini hatırlatan Mamçu, “Hayvanlarda aşırı halsizlik, korkaklık, yutma ve çiğneme güçlükleri, aşırı salya-tükürük salınımı, huzursuzluk, sinirlilik, ısırma arzusu, hareketsizlik, yüz, gövde ve ayak kaslarında felç gelişmesi gibi bulgular saptanabilmekte ve ölüm ile sonuçlanmaktadır.” şeklinde konuştu.
Kuduz virüsünün enfekte bir hayvanın tükürük veya sinir sistemi dokusu teması ile bulaştığını sözlerine ekleyen Mamçu, “İnsanlara genellikle tükürük, ısırık ve çizikler yoluyla bulaşır. Dünya genelinde kuduz virüsünün bulaşmasından genellikle (%99) evcil köpekler ile gerçekleşen riskli temaslar sorumludur. Kuduz bir hayvanı sevmek veya kuduz bir hayvanın kanı, idrarı veya dışkısı ile temas gibi diğer temas türleri kuduz için riskli temas olarak kabul edilmez.” ifadelerini kullandı.
İnsandan insana da kuduz bulaşabilir
İnsandan insana kuduz virüsünün bulaşmasını, yalnızca enfekte doku veya organ nakli gibi istisnai durumlarda doğrulandığının altını çizen Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Enfekte bir kişiden gelen ısırık ve ısırık dışı temaslarda kuduz bulaşma riski vardır, ancak böyle bir vaka bildirilmemiştir. Kuduzlu bir kişiye dokunma veya enfekte kabul edilmeyen idrar, kan, dışkı gibi vücut sıvıları ve dokuları ile temas sonucunda kuduz bulaşması bildirilmemiştir.” şeklinde konuştu.
Kuduz, şikayetler başlamadan önce tıbbi bakım ile önlenebilir
“Kuduz, yabani hayvan temasının azaltılması, evcil hayvanların aşılanması ve riskli temas sonrası kuduz ilişkili şikayetler başlamadan önce tıbbi bakım ile önlenebilecek bir hastalıktır.” diyen Mamçu, hayvanlarda kuduz gelişiminin önlenmesi için etkin aşılama çalışmalarının yapılması gerektiğine vurgu yaptı. Ülkemizde yabani hayvanlarda aşı çalışmalarının T.C. Tarım ve Ormancılık Bakanlığı’nın kontrolünde yürütüldüğünü hatırlatan Mamçu, “Evcil hayvanlarda kuduzun gelişiminin önlenmesi için yabani hayvan temasının önlenmesi ve her yıl kuduza karşı aşı uygulanması gerekir. Toplumda yayılımının engellenmesi için en fazla yayılıma neden olan evcil köpeklerin en az yüzde 70’inin aşılanması gerektiği belirtiliyor.” uyarısında bulundu.
Temas olasılığı bulunanlar ve riskli teması olanlar aşı olmalı
Kuduz için yüksek riskli temas olasılığı bulunan kişilere temas öncesinde, kuduz riski taşıyan teması olan kişilere ise temas sonrasında yara temizliği, aşı veya antikor ile koruma sağlanabildiğini belirten Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Kuduza yakalanma ihtimali olan tüm sıcakkanlı memeli vahşi hayvanların, aşısız kedi-köpek gibi evcil hayvanların, sığırlar, koyun, at, eşek gibi hayvanların, dünyanın bazı bölgelerinde yarasaların ısırıkları, yeri ne olursa olsun kuduz için risk oluşturur. Açık yara, kesi, mukozal yüzeylerin tükürük, salya ve sinir dokusu içeren materyalle teması ve tırmalama da kuduz için riskli temas olarak kabul edilir.” dile getirdi.
Mamçu, temas öncesi ve temas sonrası koruma uygulanması gereken kişilere değinerek şöyle devam etti: “Araştırma laboratuvarı çalışanları, kuduz için biyolojik ürün üretiminde çalışanlar gibi virüsle doğrudan temas etme riski yüksek olanlar, veterinerler, veterinerlik öğrencileri, veterinerlik teknisyenleri, hayvan bakıcıları, mağara çalışanları gibi mesleki olarak ya da seyahat nedeni ile kuduz hayvanlarla temas etme riski yüksek olan kişilere temas öncesi koruma önerilir. Riskli temas sonrası öncelikle temas eden hayvanın, temas tipinin, kişinin bağışıklık durumunun ve daha önce aşılanıp aşılanmadığının değerlendirilmesi gerekir. Temas sonrası en kısa sürede aşı uygulanması önerilir. Ancak kuduz bulaşmasından enfeksiyon gelişimine kadar geçen süre uzun olduğu için riskli temasın üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin temas sonrası korunma uygulanmalıdır.”
Bu temas türleri tıbbi müdahale gerektirmiyor
Mamçu, temas sonrası korunma için tıbbi müdahale gerektirmeyen durumları ise söyle sıraladı:
- Fare, sıçan, sincap, hamster, kobay, gerbil, tavşan, yabani tavşan ısırıkları
- Eve giren yarasaların ısırığı veya evde yarasa bulunması (doğal ortamdaki mağaralarda olan yarasa teması vaka temelli değerlendirilmeli)
- Yılan, kertenkele, kaplumbağa gibi soğukkanlı hayvan ısırıkları
- Kümes hayvanları ısırıkları
- Sağlam derinin yalanması, hayvana dokunma veya besleme
- Bilinen ve halen sağlam bir kedi veya köpek tarafından 10 günden daha önce ısırılma
- Daha sonra kuduz olduğu anlaşılan bir hayvanı beslemiş̧ olmak, sağlam derinin hayvanın kan, süt, idrar veya dışkısıyla temas etmiş̧ olması, pişmiş̧ etini yemek, kaynatılmış veya pastörize edilmiş sütünü̈ içmek veya bu sütle yapılan süt ürünlerini tüketmek
- Kedi temaslarında; çıplak derinin hafifçe sıyrılması (deri altına geçmeyen yaralanmalar), kanama olmadan küçük tırmalama veya zedeleme şeklinde yaralanmaya sebep olan, provokasyon ile olmuş̧ ısırılma dışı kedi temasları
- Son 6 ay içinde tam doz olarak temas sonrası kuduz aşışı uygulanmış kişiler
Tüm yaralanmalarda yara bol su ve sabunla yıkanmalı
Tüm yaralanmalarda yara yerinin yaralanma zamanına bakılmaksızın, virüsün mekanik olarak uzaklaştırılması için en kısa sürede akan bol basınçlı suyun altında ve sabunla iyice yıkanması gerektiğine vurgu yapan Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Yıkama işlemi bittikten sonra alkol veya cilt antiseptiklerinden biri uygulanmalı. Antibiyotik kullanımına; hasta özellikleri (savunma sistemi baskılanmış hastalar, şeker hastaları vb.), yaralanma yeri (yüz bölgesi, el bölgesi, genital bölge, proteze veya ekleme yakın bölge), yara özellikleri (derin ve kemiğe ulaşan yaralanmalar, kapatma gerektiren yaralanmalar) ve yaralanma üzerinden geçen süre dikkate alınarak hekim tarafından karar verilmesi gerekir.” ifadelerine yer verdi. (BSHA-Bilim Ve Sağlık Haber Ajansı)