Muş Derecik Köyü

Derecik(Havadorig), Muş ilinin Merkez ilçesine bağlı bir köydür.Antik dönemde Derecik(Havadorig) köyünün varlığı ile ilgili kesin veriler olmamakla beraber Derecik(Havadorig) Vadisinin Muş Güneyi Dağlarına geçiş için önemli bir güzergah olduğu bilinmekte.

Muş Güneyi Dağlarının yerleşime açılmasından beri Muş Ovası ile Muş Güneyi Dağlarında bulunan köyleri ve özellikle de Sasun'u birbirine bağlayan en önemli yol Havadorig Vadisinden geçmekteydi. Bugün bile bu yolun  yer yer izlerine rastlanabilmektedir. Urartu kralı I.Argişti(M.Ö.785-756) döneminde Kepenek(Arak) köyünde hakim bir tepede inşa edilen Urartu kalesi[1] bir yandan Muş Ovası'nı gözetlerken bir yandan da Havadorig Vadisi'nin giriş ve çıkışlarını kontrol edebiliyordu.Urartulardan sonra bölgeye ilk Ermeni göçleri başlar. Muş Güneyi Dağlarındaki birçok köy ve özellikle Sason Ermeniler döneminde önemli yerleşimlere sahne olurken Havadorig ismi pek öne çıkmaz. Persler, İskender, Selevkoslar, Romalılar, Sasaniler, Bizanslılar, Selçuklular, Moğollar ve son olarak Osmanlılar bölgeye hakim topluluk veya devletler olarak bilinirken Havadorig tüm bu dönemler boyunca sadece bir geçiş vadisi ya da muhtemelen göze çarpmayan küçük bir yerleşim yeri olarak var olur.Köyün ön plana çıkmaya başlaması 19.yüzyıla denk gelir. Bu yüzyıl bölgenin yeniden bir alt üst oluşa sahne olduğu yüzyıldır. Bir yandan Muş’tan ta Sason’a(Kabilcewz) kadar uzanan Ermeni köyleri ve bunları merkezi otorite ile anlaşmazlığa düştüğünde bir arka bahçe gibi kullanmak isteyen Ermeni otoritesi  diğer yandan güneyden gelerek Kozluk-Sason- Kulp hattı üzerinden Güneydoğu Toros Dağlarına dağılan göçebe veya yarı göçebe Müslüman aşiretlerin yerleşecek yer bulma çabası. İlk çatışmalar 19.yüzyılın ikinci yarısında başlar. 1891’de merkezi otoriteye karşı Ermeniler Sason Ayaklanmasını başlatırlar. Arkasından Ermeni/merkezi otorite ve Ermeni /Müslüman aşiretler arası çatışmalar yıllarca sürer. En son 1915 yılında Tehcir Kanunu çıkar.Tehcir Kanunu sonrasında Ermeniler bölgeyi büyük oranda boşaltırlar. Fakat Tehcir Kanunundan daha önce güneyden gelen aşiretler yavaş yavaş bölgeye yerleşmeye başlamışlardır. 1892’de Sasun kazasında Arabi ve Kürdi lisanlarıyla tekellüm eden Musi, Sarmi, Bıdri, Boziki, Celali,Şigo ve Belıki kabileleri yerleşiktirler.1898’e gelinince Sasun’daki bu kabileler daha da kuzeye ilerlemiş ve Xoyt(Kavakbaşı) kazasına ulaşmışlardır.Kazaya bağlı Rabat nahiyesinde Bilal, Bapir, Çıklu, Şigo, Akup, Resul, Nasır ve Kasım aileleri/beytleri artık yerleşiktirler. Rabat yöresindeki bu ailelerin bir kısmı Hasköy, Sungu, Düzkışla gibi ova köylerine göçe başlarlar.[3]Diğer yandan Xan, Xasopik, Şiğék, Ellırvan ,Şadax , Kavar gibi Sasun köylerindeki diğer Arap aşiretinden aileler de, başta Arabo ailesi/beyti olmak üzere , Havadorig Vadisine doğru göçe başlarlar.Ermenilerin 1915 öncesinde 1315 nüfus, 1 kilise, 3 manastır ve 1 okul envanteriyle [4] bıraktıkları Havadorig köyünü Araplar yaklaşık 15 yıl aradan sonra neredeyse tamamı harabeye dönmüş bir köy olarak devralırlar. Dere boyunca bir çok atıl değirmen, birkaç harab tuğla fırını, hemen her mezrada rastlanan yıkık evler, izleri zar zor seçilen su arkları, sınırları belirsiz ekin tarlaları, kurumuş bağ ve bahçeler…Köyün merkezi olan Havadorig’den başlayıp vadi boyunca sağlı sollu sıralanan Xaçuka,Havadorig, Bennava, Mezra lê Şakir(ALİMLER), Mezra lê Felemez(BARANLAR), Mezra lê Cemil(ALKIŞLAR), Sinamêrg, Bıllo, Şêğnis,Cuno, Kélaros, Pêrzinê, Sêvattal, Qıçura, Mezra lê Şekran(KEZGEÇLER), Marnik, Qessila mezraları yeniden inşa edilir.1928 yılındaki Son Taksimatı Mülkiyede Köylerimizin Adları listesinde Hovadorig olarak kayda geçen köyü 1914 yılındaki patrikhane kayıtları Havadarig olarak kaydeder.1968 yılındaki  Köylerimiz listesinde de  Derecik adını alır.Günümüzde köy sakinleri köyü Havadorig olarak telaffu ederler.Anlamının ‘’değirmeni bol’’ olduğu da köy sakini aktarımıdır.1980’lere kadar Muş’un önemli ve zengin bir köyü olan Havadorig/Derecik maalesef 1990’lı yıllardaki iç sorunlar sırasında güvenlik gerekçesiyle köylülerce büyük oranda boşaltılır. Günümüzde yavaş yavaş tekrar kalıcı dönüşler olmakla beraber daha çok yazları kimilerince yayla/zozan kimilerince de sayfiye/yazlık olarak kullanılan cennetmekan bir köydür.ARAP kültür gelenek ve görenekleri yaşanmaktadır. Geleneklerine sahiptirler.Yerli halk genelde feodal bir tarzda yaşam sürmektedir. Kabilecilik anlayışı çok yoğun olmasada hala devam etmektedir. Köy nüfusunun çoğu Muş'taki aşiretlerden Bıdri aşiretine mensuptur.Köy sakinleri, itikaden sünni fıkhen şafii mezhebine mensupturlar.Köyün tamamında kullanılan dil Sasun lehçeli Arapça'dır. Köy sakinleri aynı zamanda Türkçe ve Kürtçe'yi de genelde bilirler.Etnik olarak, Xaçuka mezrası dışında, köy tamamen Arap kökenlidir. Xaçuka'da da bir kaç Müslüman Ermeni aile yaşamaktadır.Muş merkeze 13 km uzaklıktadır yolun 10 km si asfalt diğeri toprak yoldur oldukça dağlık bi coğrafyaya sahip bitki örtüsü genelikle meşeden oluşan ormanlar ve yaban kavakları bulunmaktadır.Köyün iklimi, karasal iklim etki alanı içerisindedir.kışın soğuk yazında serindir.köyün bitki örtüsü meşe ağacıdır.Yalnız köylüler bahçelerinde bir takım meyve ağaçlarından başka kavak ve söğüt ağacıda dikmişlerdir.köyün bazı mezralarında ceviz.bazılarında yabani elma ve armut bazılarında da köylülerin aluç dedeği meyve yetişmektedir.1970 li yıllarda köy 1000'in üzerinde bir nüfusa sahiptir. 1990 a kadar artan köy nufusu 90 lı yıllardaki pkk olaylarından sonra verdiği büyük göçle hızla azalmıştır.pkk olayları olmadan önce nufusu 2000 geçmiştir Yalnız köyün dağlık ve çok ayrı küçük mezralardan olmuşması sebebiyle dışardan gelen saldırılara kayıtsız kaldığından uc mezralardakilerin çoğu köyü terk etmek zorunda kalmıştır. 2000 li yıllardan sonra köye dönüş projeleriyle halkın bi kısmı köye geri dönüş yapmıştır.Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.özelikle salatalık ve biberi muş ilinde oldukça ii bilinir.küçükbaş hayvan olarak keçi ve koyun.büyük baş olarak da inek yetiştirilir.köy oldukça büyük ve verimli meralara sahiptir ve yüz ölçüm olarak çok büyüktür.tarım ve hayvancılığın yanı sıra köyde arıcılık da yapılmaktadır. son yıllar da yapılan meyve bahçeleri ekonomik açıdan önem arz etmektedir.Köyde, ilköğretim okulu vardır. Köyün içme suyu şebekesi vardır.köyde iki tane ayrı mezralarda cami vardır.kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt değildir köyde elektrik ve sabit telefon vardır. Köy 18 mezradan oluşmuştur. Okul ve telefon hizmeti sadece köy merkezinde varolup mezralarda bulunmamaktadır.

 


Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.