Sinop Göller Köyü

Sinop Göller Köyü

Göller, Sinop ilinin Merkez ilçesine bağlı bir köydür.Köyün adının, köyün irili ufaklı birçok göl bulundurmasından dolayı geldiği varsayılmaktadır.Sinop'un Sarıkum civarında yaşayan halk zamanı kesin bilinmemekle berebar şiddetli hastalıklara maruz kalmış

Bölge insanları hastalıklardan kaçarak dağlık bölgelere yerleşmişlerdir. Başka bir araştırma sonucuna göre savaşçı bir kimliğe sahip olan ve savaşlarda Sinop'u terk etmeyip yüksek kesimlere yerleşen Oğuz Boyundan gelen Türklerin oluşturduğu bir yerleşim yeridir.Eğitim açısından, köyün mevcut olan okul binası şu anda faaliyette değil. Köyün merkezindeki okul binası uzun süredir okul olarak kullanılmıyor. Son zamanlarda uygulanmaya başlanan yatılı bölge ilköğretim okulu projesi kapsamında köylerdeki çocuklar ilimizdeki çeşitli yatılı bölge okullarında toplanıyor ve eğitimlerine burada devam ediyorlar. Bir öğretmenin bütün sınıflara aynı oda içinde, aynı anda ders verdiği eski köy okulu sistemine göre bu sistemin daha avantajlı olduğu görülmektedir.Köyde alışveriş yapılabilecek herhangi bir yer (bakkal, büfe) bulmak mümkün değil. Köylüler ihtiyaçlarını genelde Pazar günü kurulan Soğuksu pazarına ve Sinopa giderek karşılıyorlar. Genelde Sinopa Pazartesi ve Perşembe günü gidiliyor. Çünkü o gün Sinopta sebze ve meyve pazarı kuruluyor. Haftalık ihtiyaçların karşılanması açısından en ideal yol Soğuksu ve Sinopta kurulan pazarlara gitmektir. Devlet dairelerinde ve çeşitli yerlerdeki işler yine aynı gün hallediliyor. Ulaşım köyümüzde bulunan minibüsler ile yapılmaktadır.Köyün şu anda kendi aracı bulunmaktadır. Maalesef köye günlük gazete, dergi vs ulaşmıyor. Insanlar dünyayla iletişimlerini radyo ve televizyon aracılığla kuruyorlar. Son zamanlarda oldukça yaygınlaşan uydu antenleri sayesinde köylüler birçok kanalı (yabancı, yerli) takip etme olanağına sahipler ki bu durum bilgi ve kültürel birikime önemli katkıda bulunmaktadır. Köyde herhangi bir kitaplık yok. Zaten eski kuşak arasında okuma alışkanlığı yok. Bunun yanı sıra köyde hiçbir kahvehanenin olmaması da ilginç bir durum. Insanlar sürekli çalışmayla meşguller. Köyde çalışmaya verilen önem insanı şaşırtacak boyuttadır. Coğrafi koşullar ve iklim yapısından dolayı çalışma şartları da oldukça zor. Bu durumda da eğlence ve kültürel faaliyetler her zaman ikinci planda kalıyor.Köyümüzde dokumacılık, elişleri, örgü işleri son zamanlarda iyice azalmış hatta hiç yapılmamaktadır. Köyde evler ahşap ve son yıllarda betonarme şeklinde yapılmaktadır. Üzeri saç veya da kiremitle kapatılmaktadır.Tipik bir köy evi büyükçe bir salon, bir kiler, mutfak -bazı evlerde ayrı bir misafir odası- ve de birkaç yatak odasından oluşmaktadır. Odaların içerisindeki raflardan tutunda hamama ve tavan işlemelerine kadar her ayrıntıya önem verilmiştir.Salondaki oturma yerleri köylülerin kendi dokudukları kilim ve yastıklarla döşenmiş sekilerden oluşmaktadır. Kışın evlerin ısıtılması sobayla yapılmakta ve yakıt olarak da odun kullanılmaktadır. Salonlar genelde oldukça büyüktür. Bunun birkaç sebebi vardır. Bunlardan biri önceleri ailelerin büyük, kalabalık oluşudur. Ailelerin büyük olmasının sebepleri olarak köy işlerinde işgücüne ihtiyacın olmasını ve kalabalık aile olmanın aynı zamanda da bir statü göstergesi olmasını sayabiliriz. Aileler küçülüyor olsa da bu tür bir algılama hala devam etmektedir. Neticede de büyük bir aileyi içerebilecek odalara ihtiyaç vardır. Odalrın çok olması aynı zamanda bir güç gösterisidir çünkü bir evin misafirinin çok olmasıyla övünülmektedir ve çok fazla sayıda misafir ağırlamak amacıyla salonlar (odalar)yapılır. Misafire ve misafir ağırlamaya büyük önem verilmektedir. Bu tip eski evlerin aksine son zamanlarda yapılan evlerin yapımında betona daha çok yer verilmektedir. Bu yeni evler farklı şeklide ve farklı bir felsefeyle inşa edilmekte. Bu yeni tip evlerin oda sayısı daha az ve oturma yerleri klasik oturma setlerinden daha farklıdır. Bu evler daha çok büyük şehirlerdeki gecekonduları andırıyor. Tabii şunu hatırlatmak gerekir ki son zamanlarda inşa edilen bu evler köyünden ayrılıp uzun süre büyük şehirlerde yaşamış insanlarca yapılıyor. Sonuç olarak köyden şehre göçüp hem şehir hem de köy arasında yeni bir alan bulmak/ yaratmak zorunda kalan köylülerin anlayışını yansıtıyor bu evler. Eskiden mevcut olan köy odaları ne yazık ki artık kullanılmamakta hatta tamamı yıkılmıştır. Özellikle 2006 yılından sonra eski köy evlerinin onarımına büyük bir hız verilmiştir.Göller köyü Sinop'un Merkez ilçesine bağlı olup, Sinop'a 51 KM, Erfelek İlçesine 40 Km, Gerze ilçesine 50 km uzaklıkta, Küre dağlarının uzantısı olan Domuz Dağlarının doğusunda, Boyabat'ın Gündüzlü dağlarından doğan Büyükçay ( Kabalı çayı) deresinin oluşturduğu vadinin doğu yamaçlarında kurulmuş olup 8 mahalleden oluşmaktadır. Köyün denizden yüksekliği 900-1000 metre arasındadır. Köy 8 mahalleden müteşekkil dağınık bir yerleşim alanı üzerinde kurulduğundan yaklaşık 30 km2 bir alana yayılmıştır. Köyün batısında Erfelek ilçesinin Çayır ve Ormantepe köyleri, kuzeyinde Sazlı köyü, batısında Gerze ilçesinin Türkmen köyü, güneyinde Gerze ilçesinin Altınyayla ( Güpleci) köyü bulunmaktadır. Köyü oluşturan 8 mahalleyi Eşe çayı olarak adlandırılan dere , kuzeyinde Göller merkez mahallesi, Azak mahallesi, Şekerli ( Şuköyü) mahallesi, güneyinde Şerbetli mahallesi, Kalaşlı Mahallesi, Yörüklü mahallesi, Karaağaç mahallesi, Ahmetli ( Ahmedül) mahallesi olarak ikiye ayırmaktadır. Göller, Azak,ve Şekerli mahallelerinden kadastro geçmiş, diğer mahallelerinde henüz kadastro uygulaması yapılmamıştır. Köyün yaklaşık 70 hektar (7000 dönüm) tarla, mera, çayırlık olarak nitelendirilebilecek arazisi bulunmaktadır. Bu arazinin önemli bir kısmı modern tarım aletlerinin kullanılamayacak kadar eğimlidir. Köyün etrafı ve mahalleleri arası hatta tarlalarının etrafı ormanlarla çevrilmiştir. Ormanlarda çoğunlukla Meşe, Gürgen, Köknar, Çam ağaçları yoğunluktadır. Köyde kış mevsimlerinde yoğun kar yağışı görülmektedir . Köy yaklaşık 3 ay boyunca kar altında kalmaktadır. Son yıllarda düşmüş olsa da kar kalınlığı zaman zaman 1 metreyi aşmaktadır. Köy kış ayları dışında da bol yağış almaktadır. Köyümüzün yıllık yağış ortalaması Sinop ili ortalamasının (669 mm) çok üzerindedir. Köyün içme suyu ihtiyacı her mahallede bulunan ve 1970 li yıllarda yapılan çeşmeler aracılığıyla sağlanmaktadır. Köyün dünyaya bağlantısını sağlayan yol 1985-86 yıllarında yapılmıştır. Göller merkez mahallesini Türkmen köyü üzerinden Sinop- Boyabat asfaltına bağlayan ana yol çakıl, mahalleleri birbirine bağlayan tali yollar ise topraktır. Özellikle kış aylarında ulaşım felce uğramaktadır.Göller mahallesinin kuzeybatısında bulunan, Akgöl dışındakilerin bataklık olarak nitelendirilebileceği ( Salamgöl, Karagöl ) çok sayıda gölcük aynı zamanda köyün isminin de esin kaynağıdır. Akgöl yaklaşık 30 dönümlük alanı kaplamaktadır, etrafı sazlıklarla kaplı gölün derinliği 10-12 metreye kadar ulaşmaktadır. Akgöl, köylülerimiz nezdinde dünyanın en derin gölü olduğuna inanıldığından olsa gerek dipsiz göl olarak da adlandırılmaktadır. Yapısının müsait olmasına rağmen, maalesef gölde balık yaşamamaktadır. Bir doğa harikası olan Akgöl'ümüzün, tatlısu balıklarının yaşadığı, avlanma ve tekne gezintileri yapılabilecek hale getirilmesi için gerekli çalışmaların yapılması, böylelikle en azından köyün köy dışında yaşayan insanlarımıza daha cazip hale getirilmesine katkı sağlayacaktır.Köyün iklimi, Karadeniz iklimi etki alanı içerisindedir.Köyün ekonomisi tarım ,ormancılık ve hayvancılığa dayalıdır.Köyde, ilköğretim okulu vardır ancak kullanılamamasının yanı sıra taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün içme suyu şebekesi ve kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol toprak olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır. Asfalt kesinlikle yoktur.

 


BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
👏
👎
😍
😥
😱
😂
😡

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.