O mahallenin ismi yüzyıllardır “DURHASANDEDE ” mahallesi olarak anılmaktadır. Bu evliyamızın bu gün adını verdiği köye, Adana – Ceyhan eski asfaltının Sirkeli mahallesinden dönülüyor. Yeni köy, İsalı mahalleninü geçince DURHASANDEDE’mizin yüzyıllar öncesinden kalan, Çukurova’da bir güneş gibi parlayan dev meşe ağaçlarının arasındaki türbesi görünür. Çok özgün bir yapı olan Türbenin duvarları oturduğu yuvarlak ve çok estetik pencerelerle süslenmiştir. Sundurmasının ilk giriş merdiveninde Türk aşiret boylarının simgesi olan bir mermerde (onbeş santim) 15 cm. uzunluğunda bir çizginin sonunda (on’ar santimlik) 10’ar cm’lik kaz ayağı şeklindeki üç ayaklı bir sembol’ü bulunmaktadır. Kubbe’nin tam ortasına rastlayan sandukanın boyu oldukça büyüktür.

Günümüz insan boyunun neredeyse iki katı uzunluğundadır. Demir bir koruma ile çevrili olan sandukanın üstünde bayraklar, ayetlerin işlendiği yeşil seccadeler yer alır. İçeride, dilek sahiplerinin yaktıkları mumları koydukları taşlar, şamdanlar ayrı bir mistik hava katar ruhunuza. DURHASANDEDE sanki yüzyıllar öncesinden gülümseyerek size, elini uzatan, rahat etmenizi sağlayan güzel bir evliyadır. Hiçbir ziyaretgahta olmayan bir tabloyla karşılaşırsınız. Onun mezerının ayak ucunda, sandukadan bir insan elinin 40 – 50 (santim) cm’ye kadar sokabileceği bir delik vardır. O delikten, dilek dileyen insanların elini uzatarak toprak alması gerekir.

Aldığı toprağın dileğinin olması için, yalaması ya da hastalıklı yere sarması gerekirmiş. Böylece Diğer evliyalarımızdan farklı olarak onun bu özelliğini de belirtmek gerekiyor. Yaz mevsiminde ve haftasonlarında , onun ziyaretgahı Türkiye’nin dört bir yanından gelen insanlarla dolup dolup taşıyor. Bu gün adını verdiği Köylüler’den Bir bayan şöyle anlatıyor; - Çocuktum, yeni evlenmiş, ve Dellenmiş bir gelini kendirle sarıp bu kutsal ziyaretgaha getirmişlerdi. Bir gece sonra gelin, sabah olduğunda kalktı ve yürüdü, normal insan haline geldi, bütün akrabaları sevinç içinde dönüp gitmişlerdi. O yıllarda ben çocuktum, daha sonraları o kadını Adana’da görmüştüm, çocukları, gelinleri ve torunları var. Sadece Deli’ler mi?

Bahtı kapalı olan genç kızlar, delikanlılar gelip onun yüzü suyu hürmetine Allah’a dua ediyorlar, yardım istiyorlar. Fakirleşenler, işleri bozulanlar, evleri bozulanlar, karısından ayrılanlar, oğlunu kızını kaybedip bi haber alamayanların tamamı gelip burada adaklar kesip, dualar edip bir gece de kalarak bu yüce evliya’dan şifalar bulup gidiyorlarmış. Doruk kasabası’ndaki NARLIKDEDE’yle kardeş olan DURHASANDEDE’nin her akşam buluşup, namaz kıldığına, sohbet ettiklerine inanılıyor. Hatta bunu gözleriyle gördüklerini söyleyenler bile var. Horasan’dan gelerek yüzyıllar öncesi bu toprakların ALEVİ yurdu olması için çalışan DURHASANDEDE, birlik, beraberlik, kardeşliği sağlamış.Durhasandede Köyü ; Bektaşi Horasan Türkmenleri tarafından kurulmuştur. Bu inançlarını bugüne kadar sürdürmüşlerdir. Ceyhan’daki tek Bektaşî Türkmen mahallesidir.

Durhasandede Köyü ismini büyük bir Bektaşi dedesi olan Dur Hasan Dede’den almıştır. Dur Hasan Dede’nin türbesi de bu mahallede bulunmakta olup çevredeki vatandaşlar tarafından ziyaret edilmektedir.Adana iline 53 km, Ceyhan ilçesine 18 km uzaklıktadır.

Mahallenin iklimi, Akdeniz iklimi etki alanı içerisindedir.
Mahallenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Mahallede, ilköğretim okulu vardır ancak kullanılamamasının yanı sıra taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Mahallenin içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi yoktur ancak PTT acentesi vardır. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Mahalleye ulaşımı sağlayan yol asfalt olduğu halde ulaşım zorlukla sağlanmaktadır elektrik ve sabit telefon vardır.