Doğanşar Arslantaş Köyü

Doğanşar Arslantaş Köyü

Arslantaş Köyü haberleri, Doğanşar Arslantaş köyü güncel son dakika gelişmeleri, Arslantaş köyü ile ilgili tüm video, fotoğraf ve haberler, Sivas Köyleri Arasında yer alan Arslantaş Köyünde vefat edenler, köyün eski adı ve dahası haberimizde.

Arslantaş, Sivas ilinin Doğanşar ilçesine bağlı bir köydür. Yolunuz karadeniz bölgesine düşer ve bu köyün yakınlarından geçiyorsanız Arslantaş Köyü Resimleri ve arslantaş köyü videoları sizin de ilginizi çekebilir.

Doğanşar Arslantaş köyü düğünleri, gelenek ve görenekleri, düğün videoları, Arslantaş köyü son dakika gelişmeleri, Arslantaş köyüne özgü yemekler, Doğanşar Arslantaş köyünün tarihi, Arslantaş köyü nerede, hangi il ve ilçeye bağlı, Arslantaş köyüne ait haberler, son dakika gelişmeleri, tüm resim ve videoları bu haberimizde.

İnternetten araştırma yapıyor memleketinizdeki ünlü sanatçı ve futbolcular kimler diye merak ediyorsanız ve Sivaslı iseniz Sivas Doğumlu Ünlüler  e göz atmak yararınıza olacaktır. Sivaslı Ünlüler arasında Akıncılar Arslantaş Köyünde doğan biri var mı? Doğanşar Doğumlu Ünlüler Kimler?

Doğanşar Haber ile ilgili web sitesi ve uygulamalar hangileridir. Karadeniz yöresine özgü haber kanalı var mı? Doğanşar Sivas Arası Kaç Km? Doğanşar Hava Durumu? Sivas Köyleri ve Doğanşar Köyleri ni merak ediyorsanız doğru adrestesini demektir.

Eğer köyünüzün bilgileri eksik veya yanlış ise Köy Bilgilerini Güncelle

ARSLANTAŞ KÖYÜ GENEL BİLGİLER | TARİHÇE

Arslantaş, Sivas ilinin Doğanşar ilçesine bağlı bir köydür.

Aslantaş köyü 300 yıl önce kan davasından kaçıp gelen Şanlıurfa Karakeçili Aşiretinden insanlarca kurulmuş Karakeçili aşiretinin Ceraplı kolundan insanlarca oluşturulmuş, köklü bir Türkmen köyüdür. Köy Andırına yerleşen Oğuzların kayı boyunun Karakeçeli Aşiretinin "Ceraplı" Kolundan insanlarca kurulmuştur. Eski adı "Karadiz" olan bir Türkmen köyüdür. Köyü kuranlar Şanlıurfarfa-Elazığ tarafından gelerek yerleşen Karakeçililerdir. Osmanlı iskan Tahrir ve Tapu kayıtlarına göre köye yerleşen aileler Şanlıurfa'dan Elazığ üzerinden gelen Oğuzların Kayı boyundan Osmanlı'yı kuran ve Türkiye'nin en büyük aşiretlerinden olan Karakeçili aşiretidir. Köyde Türkmen Kültürü devam etmektedir. Bunun yanı sıra köyde okula ve eğitime karşı her ne kadar ciddi bir iştah olsa da eğitimli insanlar da köyün geçmiş ve tarihçesine pek ilgi duymamışlardır. Karakeçili aşireti Malazgirt Savaşı (1071)’ndan önce, Ertuğrul Gazi’nin önderliğinde Orta Asya’nın Merv ve Mahan bölgelerinden Anadolu’ya girmişler, bir süre Iğdır ve çevresinde konakladıktan sonra güneye doğru akarak Ahlat, Şanlıurfa ve Suriye bölgesine geçmişlerdir. Aşiretin bir bölümü Şanlıurfa, Suruç, Siverek bölgesinde, bir kısmı da Ankara, Karacadağ ve Söğüt bölgesinde yerleşmişlerdir. Osmanlı Devleti kuruluş tarihinden itibaren, göçebe Türk boylarını, Anadolu'nun çeşitli yörelerinde yerleşik hayata geçirmek için değişik uygulamalara girişmiştir XVI Yüzyılın ilk çeyreğinde Anadolu'daki iskan hareketi hızlanmıştır. Elazığ ve ilçeleri, Erzurum ve ilçeleri, Malatya Elbistan yöresi, Gaziantep, Adıyaman yöreleri, Kahramanmaraş, Kelkit Vadisi ve Batı Anadolu'da Eskişehir, Bursa, Bilecik, Söğüt, Domaniç çevresi, Manisa, Uşak, Afyon, Kütahya, Toroslar, Konya, Ankara, Kırıkkale, Çorum havzalarında Osmanlı döneminde iskanlar yapımıştır. Musul, Erbil, Kerkük, Halep, Rakka, Münbiç çevrelerine Anadoludan önce Kayı Boyu ve Karakeçeliler yerleşmişlerdir. Türkiyede Karakeçililer bilinen 68 koldan oluşur. Elazığ çevresinde 5 oymak ve isimle anılan Karakeçili kolları vardır. Bunlar:"Çarsancaklı", "Torun", "Ceraplı", "Gök çe","Antarlı"URFA'DA Antarlı kolu (Andari)olarak ifade edilmiştir"Kadılı"kolu'da Kadıyan olarak ifade edilirBulkasım ya da Kasımoğlu koluda(Arapça'nın etkisi ile Binkasım olarak ifade edilmiştir)Musuldan son 200 yılda Urfa Elazığ çevresine göç eden Karakeçililere(musiki)denilmiş tir Gaziantep havalisine yerleşen Karakeçililer ise, "Albayramlar" adıyla anılırlarBilindiği gibi, Anadolu'daki Karakeçililerin önemli bir bölümü Urfa havalisinde yaşamaktadır Burada yaşayan Karakeçililer Türk oldukları hâlde, Türkçeden farklı bir dil konuşmaktadırlar Ancak konuşulan bu dilin "Gürmanç" ağzı olduğu ve Tuncer Gülensoy'un tespitlerine göre, "Doğu Anadolu Osmanlıcası" olduğunu söylemek mümkündür Aynı Hoca'nın burada yaşayan Karakeçililerle ilgili tespitleri şöyledir: "Urfa-Suruç yöresinde yaşayan Karakeçililerin büyük bir kısmı "Gürmanç" ağzını konuşmakladırlar Ancak bunun yüzde seksenbeşi Türkçe kelimelerden oluşmaktadır"l4Karakeçililer üzerinde sosyolojik araştırmalar yapan Ziya Gökalp ve Mehmet Eröz'ün görüşleri de bu düşüncelerle beraber değerlendirildiğinde, olayın realitesi açığa çıkmaktadır Ziya Gökalp, Viranşehir'deki Millilere komşu olarak nitelendirdiği Karakeçililerin -ki aslında bu boyun içinde addedilmektedirler-Bursa'daki Karakeçililerin bir bölümünü oluşturduklarını ve zamanla Türkçeyi unuttuklarını ifade ederek, bunların köy isimlerinden hareketle Türk olduklarının anlaşıldığını söylemektedir Nitekim, Salur ve Kangılı köylerinin Karacadağ'da yer aldığını, bunların da eski Türk boy adları olduğunu söylemektedir Ziya Gökalp, buradaki Türkan aşiretinin de aynı akıbete uğradığına işaret etmektedirKarakeçililer, geçmişte Ertuğrul Gazi Türbesi'ni her yıl Nevruz gününde ziyaret ederlerdi Burada bir tür anma toplantısı niteliğinde buluşur ve şenlik düzenlerlerdi Ancak sonraları bu geleneği Eylül ayının ikinci haftasında yapmaya başlamışlardır Bu ziyaret ve şenlik Karakeçililerin bayramıdır Atlarla buraya gelen ve kurbanlar kesen Karakeçililer görkemli törenler yaparlardı Bu esnada cirit oyunları ve güreş müsabakaları da yapılırdı15 Bu ziyaret ve şenlikler II Abdülhamid zamanında resmileştirilmiştirOsmanlı yönetimine sadakatla bağlı kalan Karakeçililer, genel olarak herhangi bir disiplinsizlik hareketine girmemişlerdir Sultan II Abdülhamid sarayın muhafazası için Karakeçilileri görevlendirmiştir(Suikastların, darbelerin ülke gündemine girdiği, toprak kayıplarının devam ettiği bir dönemde . Çöküş için herkes gün sayarken, icraatıyla ülkeyi bir barış dönemine sokacak ve her alanda yaptığı yeniliklerle 'bitti' denilen Osmanlı'yı adeta oksijen çadırına alacaktı. Fakat her şey göründüğü kadar kolay değildir. Öncelikle etrafında güvenilir adamlar olmalıdır. Güvenliği sağlamaları için ata yurdu Söğüt'ten 'Onlar benim akrabalarım' dediği Karakeçili aşiretinin gençlerini Yıldız Sarayı'na getirip Söğütlü Maiyyet Bölüğü'nü kurar) Hem Yavuz Sultan Selim, hem de II Abdülhamid tarafından Karakeçililere sancak verildiği ve kendilerine çok güvenildiği rivâyeti de yaygındır Bilindiği gibi, II Abdülhamid, Alman İmparatoru'na Karakeçili aşiretinin mensuplarını tanıtırken, kendi akrabaları olarak takdim etmiştir Ayrıca aynı padişah Karakeçililerin bulunduğu bir alay meydana getirerek, bu alaya "Ertuğrul Alayı" adını vermiştir, ki bu da çok manidardır Yine kendi adıyla oluşturduğu "Hamidiye Alayları"nda, ki bunlar da Çanakkale ve Doğu Cephesi'nde Ruslar, İran ve Ermenilerle olan çarpışmalarda önemli hizmetler ifa etmiştir, Karakeçililer yer almıştırCumhuriyet döneminde de Karakeçililer devlete sadakatla bağlı kalmışlardır Millî Mücadele'de Urfa ve havalisindeki millî faaliyetlerde ve özellikle yörenin Fransız işgalinden kurtarılması ile bazı iç isyanların bastırılmasında, Siverek kuvvetleri içinde yer alan Karakeçililer, diğer Türkmen (Oğuz) kuvvetleri olan İzoli, Beğdili (Badıllı), Karahanlı aşiretleri gibi üzerlerine düşeni yapmışlardır16Yine Millî Mücadele'de Güneydoğu Anadolu'daki Milli aşiretinin neden olduğu ayaklanma teşebbüsüne katılmayan Karakeçililer, Viranşehir ve çevresinde İngiliz ve Fransız kuvvetleriyle mücadeleye giriştikleri gibi, isyancılarla da mücadele etmişlerdir Ancak bu isyan sırasında Karakeçililerin ileri gelenleri hayatlarım kaybetmişlerdir Mardin'de bulunan Beşinci Tümen'in çabaları ve millî kuvvetlerin yardımıyla bu isyan hareketi bastırılmış ve asiler Suriye'ye kaçmak zorunda kalmışlardır17 Güneydoğu Anadolu'da olduğu gibi Orta ve Batı Anadolu bölgelerindeki Karakeçililer de Millî Mücadele'ye destek vermişler ve önemli vazifeler ifa etmişlerdir Batı cephesinde Yunanlara karşı ve bazı iç isyanların bastırılmasında önemli hizmetlerde bulunmuşlardır Mustafa Kemal Paşa'nın yakın silâh arkadaşlarından Yarbay Mehmet Arif Bey oluşturduğu özel bir "Karakeçili Müfrezesi" ile Millî Mücadele'ye katkıda bulunmuştur18Sonuç olarak, Karakeçililerin Hocamız Faruk Sümer'in "Türkmenler" dediği Oğuzların Bozok kolunun Kayı boyuna mensup oldukları ve yüzyıllara dayanan bir mazilerinin olduğu açıktır Anadolu'yu ebedî vatan yapan Türkiye Selçukluları ve Osmanlı Devleti zamanında varolan ve Anadolu birliği içinde çok uzak olmasa da farklı yörelerde yaşayan bu insanlar, âdeta Anadolu insanın kardeşlik ve birliğinin simgesini oluşturmaktadırlar, denilebilir Kısacası, millî birlik ve beraberliğe, kardeşliğe güzel bir örnektir Karakeçililer Devlete ve millete hizmet yolunda Cumhuriyet döneminde de sadakada bağlı kalan bu aşiretin "Yörük Bayramı" kutlu olsunSözlerimi Büyük Atatürk'ün şu cümlesiyle bitirmek istiyorum; "Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep bir ırkın evlâtları, hep aynı cevherin damarlarıdır "19 Karadiz'Karakeçililerin bu mevkiye verdikleri addır,Karadiz olan köyün eski ismi 1947 yılında 'Aslantaş' olarak değiştirilmiştir.

KARAKEÇİLİ TÜRKMENLERİ kültür gelenek ve görenekleri yaşanmaktadır.

Sivas iline 108 km, Doğanşar ilçesine 10 km uzaklıktadır... Aslantaşköy'ünü doğudan Doğanşar,batıdan Yavşancık,kuzeyden Kuzgölcük, kuzeydoğudan Ortaköy ve güneyden Çalıcı köyleri arasında kalan yaklaşık 19485 dönümlük alana sahıptır... köyümüzün karşısında orta büyüklükte ormanımız köyün çevresinde yemyeşil bir manzara güneybatısında 1503m yüksekliğinde 'ÇAL' adında bir tepesi var..

Köyün ve yörenin en bilinen yemekleri Tarhana Çorbası, Gömbe ve Katmer'dir. Gömbe; baklava şeklinde açılan ve içine ceviz konan yöreye has bir börek çeşididir.

Börek ve ekmekler köy fırınında imece usulü pişirilir.madımak çorbası ve ayran aşı erikli aş köyün vazgeçilmezlerindendir.

Çiçek açısından zengin bölgede arıcılık da yapılmaktadır.

Geçmiş yıllarda köy/yöre kültüründe önemli yer tutan yaylacılık ve hayvancılık yeni jenerasyonların Metropollere göçmesiyle birlikte yok olmaya yüztutmaktadır.

80'li yıllara kadar yoğun bir şekilde yapılan küçük ve büyükbaş hayvancılığı göçlerle birlikte minimum seviyelere inmiştir.

Günümüzde, köyde yaşayan insanlar aktif olarak tarım ve hayvancılıkla uğraşan köylülerden ziyade uzun yıllar büyükşehirlerde çalıştıktan sonra doğdukları topraklara dönen emekli insanlardan oluşmaktadır.

Ancak az sayıda kişiyle de olsa eski yöntemlerle yaylacılık ve hayvancılık yapılmaktadır. Bu göçlerde yine yöreye özgü kıyafetler giyilir.

Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılıktır.yurdun çeşitli yerlerinde hamam işletmeciliği ile uğraşılmakta.hamam işletmeciliği yapan duayenlerden köyümüzün öne çıkanlarından Recep ÇELİK tir.rahmetle anıyoruz...

BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
👏
👎
😍
😥
😱
😂
😡

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum