Gecekondu Tıp Fakültesi Açılmasına Son Verilmeli

Gecekondu Tıp Fakültesi Açılmasına Son Verilmeli

Türk Tabipler Birliği, Tıp Fakültelerinin artan kontenjanları hakkında açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi, “Türk Tabipler Birliği Tıp eğitimi yaşam boyu süren bir eğitimdir ve üç evreden oluşur. Bu evreler mezuniyet...

Türk Tabipler Birliği" Artan Tıp Fakülteleri Kontenjanları ve Önerilerimiz"

Türk Tabipler Birliği, Tıp Fakültelerinin artan kontenjanları hakkında açıklama yaptı.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi, “Türk Tabipler Birliği Tıp eğitimi yaşam boyu süren bir eğitimdir ve üç evreden oluşur. Bu evreler mezuniyet öncesi tıp eğitimi, mezuniyet sonrası tıp eğitimi ve sürekli tıp eğitimi/ sürekli mesleki gelişimdir. Mezuniyet öncesi dönem tıp fakültesinde verilen ve hekimlik mesleğine hazırlayan “temel” eğitimdir ve Türkiye’de altı yıldır. Lise eğitiminden sonra girilen üniversite sınavlarında alınan başarı puanlarına göre en yüksek puanları alan öğrencilerin büyük bir kısmı tıp fakültelerini tercih eder. Tıp eğitiminde belirli bir standardı yakalamak için ilk 50 bin sıralamasından sonra kamu veya vakıf-özel tıp fakültelerine öğrenci alınmamaktadır. Yıllar içinde değerlendirdiğimizde tıp fakültelerinin kontenjanlarının her geçen yıl artırıldığını görmekteyiz”

Türk Sağlık-Sen'den Üniversite Hastanelerinde Çalışanların Haklarına Yönelik Talepler

Türkiye’de Tıp Eğitiminin Durumu

Türkiye’de mezuniyet öncesi tıp eğitiminde son yıllarda önemli gelişmeler ve değişimler olmuştur. Bu gelişmeler Ulusal Çekirdek Eğitim Programının (2) belli aralıklarla amacına uygun biçimde geliştirilmesi ve yenilenmesi, tıp eğitimi anabilim dallarının Türkiye genelinde sayısal olarak artması ve kurumsallaşmaları, eğitim standartlarının belirlenerek ulusal akreditasyon sürecinde önemli adımlar atılmasıdır. Bu gelişmeler, tıp eğitimi niteliğini olumlu yönde etkileyecek olmakla birlikte pratikte çok sınırlı bir uygulama alanı bulunmaktadır.

Tıp Fakültelerinin Sayısı

Sağlık Bakanlığı ve YÖK tıp fakültelerinin kontenjanlarını her geçen yıl arttırmaktadır. Bu yıl tıp fakültelerinde açılan toplam kontenjan sayısı 21 bin 950’ye ulaşmıştır (1,3). Bu kontenjanın 18 bin 18’i devlet ve vakıf tıp fakültelerine verilmiş, ek olarak devlet üniversitesi tıp fakültelerine 1.795, vakıf üniversitesi tıp fakültelerine 2.137 yabancı öğrenci kontenjanı açılarak toplam alınacak öğrenci sayısı 21 bin 950 olmuştur.

Kontenjanlara ayrıntılı olarak baktığımızda;

Devlet Tıp Fak. (Türkçe) Toplam13530
Devlet Tıp Fak. (İng.) Toplam1221
Devlet Tıp Fak. (Türkçe) Toplam (Yabancı Öğr.)1459
Devlet Tıp Fak.İngilizce Toplam (Y.Ö)336
DEVLET TOPLAM KONTENJAN 16.546

 

Vakıf Tıp Fak. Türkçe Toplam2087
Vakıf Tıp Fak. İngilizce Toplam1180
Vakıf Tıp Fak. Türkçe Toplam (Y.Ö)1209
Vakıf Tıp Fak. İngilizce Toplam (Y.Ö)928
VAKIF TOPLAM KONTENJAN5404

 

DEVLET GENEL TOPLAM16.546
VAKIF GENEL TOPLAM5404
TÜRKİYE GENEL TOPLAMI21.950

2023 itibariyle ülkemizde 128 tıp fakültesi bulunmaktadır. Bunların 91’i devlet, 37’si vakıf üniversitelerine bağlıdır. Bu tıp fakültelerinin 76’sı mezun vermektedir. En çok tıp fakültesi olan üç ilimizden; İstanbul’da 30, Ankara ‘da 13, İzmir’de 8 tıp fakültesi bulunmaktadır. On bir ilimizde iki ila dört arasında tıp fakültesi vardır. Toplam olarak bakıldığında 60 ilimizde tıp eğitimi verilmektedir.

Türk Sağlık-Sen'den Sendikal Haklar

Ülkelere Göre Tıp Fakültelerinin Sayısı

Türkiye Avrupa’da en çok tıp fakültesi olan ülkedir. Avrupa’da nüfusça Türkiye’ye yakın ülkeler olan İngiltere ve İrlanda’da toplam 61, Fransa’da 54, İspanya’da 44, İtalya’da 47 ve nüfusu yaklaşık aynı olan Almanya’da ise sadece 43 tıp fakültesi bulunmaktadır.

Hastalıkların nüfusta görülme sıklığı da değerlendirilerek yapılan hesaplamalarda tıp fakültesinin hizmet ettiği nüfus önemli bir göstergedir. Türkiye’de 664.000 kişiye bir tıp fakültesi düşmektedir. Bu sayının altında nüfusu olan ve sınırları içinde tıp fakültesi bulunan il sayısı 25’i bulmaktadır (İki tıp fakültesi de Türkiye sınırları dışında Suriye ve Özbekistan’dadır).

Dünyanın değişik bölgelerinde 2014 verilerine göre ortalama 1,5 milyon kişiye bir tıp fakültesi düşmektedir. Nüfusa göre örneğin ABD’de 1.859.581 kişiye, Avrupa genelinde 1.577.822 kişiye bir tıp fakültesi bildirilmiştir (5). Hindistan’da tıp fakültesi sayısı 542 olup, nüfusu 1,38 milyardır. Brezilya’da 212 tıp fakültesi 212,6 milyonluk bir nüfusa hizmet vermektedir. Çin’de nüfus 1,402 milyar ve tıp fakültesi sayısı 261’dir. ABD’de 154 tıp fakültesi 329,5 milyonluk bir nüfusa hitap etmektedir. Çin’de nüfus 1,402 milyar ve tıp fakültesi sayısı 261’dir. ABD’de 154 tıp fakültesi 329,5 milyonluk bir nüfusa hitap etmektedir. Nüfusa göre tıp fakültesi oranına bakıldığında Türkiye’nin, tıp fakültesi sayısı açısından dünyada da ilk sırada yer almaktadır. Nitelik olarak her geçen gün yaşanan gerilemenin karşılıksız bir nicelik artışıyla kapatılmaya çalışıldığı söylenebilir.

Tıp Fakültelerinde Öğrenci-Öğretim Üyesi Sayısı ve Alt Yapı

Bu tıp fakülteleri biraz daha ayrıntılı incelendiğinde YÖK’e bağlı Suriye Çobanbey Tıp Fak., Özbekistan İbn-i Sina Tıp Fakültesi gibi ülke sınırları dışında olan tıp fakülteleri ve Türkiye sınırları içerisinde ise 76’sı Türkçe, 12’si hem Türkçe hem İngilizce ve biri yalnızca İngilizce programı olan toplam 91 devlet üniversitesi tıp fakültesi bulunmaktadır. Bunlardan 87’si bu yıl öğrenci alacaktır. Dört tıp fakültesi ise (Hacettepe Üni. Beytepe Tıp Fak., Suriye Çobanbey Tıp Fak., Özbekistan İbn-i Sina Tıp Fak., Türkiye Uluslararası İslam Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi) kontenjan açmamış tabela tıp fakültesi konumundadır. Mevcut 37 vakıf tıp fakültesinden ise 33’ü ilk kez bu yıl öğrenci alacaktır. Hasan Kalyoncu Ün. Tıp Fak., İstanbul Bilgi Ün. Tıp Fak., İstanbul Sebahattin Zaim Ün. Tıp Fak., Nuh Naci Yazgan Üni. Tıp Fak. öğrenci almamaktadır (1,3). Bunun yanı sıra 14 tıp fakültesinde eğitimin bir kısmı ya da tamamı başka bir tıp fakültesinde yürütülmektedir. Bu tıp fakülteleri alt yapı, eğitici insan gücü ve olanakları açısından henüz eğitime hazır değildir.

Devlet tıp fakültelerinin 32’sinin kendi hastanesi bulunmamaktadır. Bu tip fakültelerin Sağlık Bakanlığı hastaneleri ile ortak kullanım işbirliği protokolleri vardır. Bir tıp fakültesinin ise kendi hastanesine ek olarak Sağlık Bakanlığı Hastanesi ile ortak kullanım işbirliği protokolü bulunmaktadır. Vakıf tıp fakültelerinden 10’unun özel hastaneler ile işbirliği protokolleri olup, özel hastaneleri kullanan bu vakıf tıp fakülteleri uygulama eğitimleri için öğrencilerini devlet hastanelerine göndermektedir.

Türkiye’de tıp fakültelerin çoğunda, insan gücü ve alt yapı-olanakları bu sayılarla nitelikli eğitim verilebilmesi önünde önemli bir engeldir. Yeni açılan fakültelerin öğrencileri başka fakültelerde eğitim aldıklarında, bu yükü üstlenen fakültelerdeki öğrenci sayılarında önemli artışa yol açmaktadır. Bu da tıp eğitimindeki bire-bir ve küçük gruplarla yapılan özellikle hasta başı eğitimlerinde daha çok öğrencinin bulunmasına ve öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayılarında önemli bir artışa yol açmakta, eğitim niteliğini düşürmektedir (1).

Öğretim üyesi başına düşen öğrenci eğitim niteliği için tek belirleyici değildir. Öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı devlet tıp fakültelerinde ortalama 7,51 iken vakıf tıp fakültelerinde bu rakam 4,0’tür. Bu oran örneğin Harvard’daki öğretim üyesi öğrenci oranı olan 1:7 (6) ile uyumlu gibi gözükse de farklı bir duruma işaret edilmesi gerekmektedir. Bir tıp fakültesinde temel bilimlerden klinik bilimlere dağılım yanı sıra bir fakültenin işleyişi için gereken tüm çalışanların dağılımından ulaşabildiği kaynaklara ve cinsiyet dağılımına (7) kadar tüm yapılanması eğitim niteliğini belirlemektedir. ABD’de tıp fakültelerinde öğrenci başına düşen fakülte çalışanlarının oranı 2015’te yapılan bir yayında 1,93 olarak verilmektedir (8,9). Başka bir deyişle çalışan başına düşen öğrenci sayısı 0,53 ki burada bir tıp fakültesinin eğitim ortamı için hasta bakımından idari personeline, bütüncül bir çalışma yürütmesi gerektiği, Türkiye’de internlerin kendilerine “intahdem” diyerek eğitim dışı hangi faaliyetleri yapmak zorunda bırakıldıklarına da işaret ettikleri düşünüldüğünde eğitim niteliği açısından akademik kadro sayı ve dağılımındaki sorunların ötesinde bir kuruluş sorunu olduğu görülmektedir. Sadece tıp eğitimi ile sınırlı olmasa da, öğretim üyelerinin niteliği de tartışma konusudur. Çoğu tıp fakültesinde akademik geçmişi ve yeterli uzmanlık deneyimi olmayan doktorlar öğretim üyesi kadrosuna alınarak ders vermektedir

Bu yıl da tablo geçen yıllarla benzerlik göstermekle birlikte herhangi bir iyileştirme yapılmadan tıp fakülteleri kontenjanlarının arttırılmış olması sorunları derinleştirmektedir. Kontenjanlara baktığımızda yabancı öğrenci sayısı ise her geçen yıl artmaktadır.

Tıp Fakültelerinde Kontenjan Fazlalığı

Çok uzun süredir ülkemizdeki tıp fakültesi sayısı ve kontenjanların fazlalığı, nitelikli tıp eğitiminin giderek kötüleştiği belirtilmektedir. Bu kadar tıp fakültesine ihtiyaç olup olmadığı ve niteliğin sürdürülüp sürdürülemeyeceği daha fazla tartışılmalı ve değerlendirilmelidir (1). Bu konuda çok ciddi bir planlamaya ihtiyaç vardır. Eleştiri ve öneriler göz ardı edilirken Sağlık Bakanlığı’nın kendi insan gücü planlama raporunda 2017’den itibaren toplam tıp fakültesi kontenjanının yıllık 5 bin 250’ye düşürülmesi gerektiği belirtilmekte (10), ancak 2023 yılına gelindiğinde öngörülen sayının neredeyse 4 katı kontenjan arttırıldığı görülmektedir. Tıp fakültelerindeki toplam öğrenci sayısının 2022 yılı itibarıyla 112 bin 58 olduğu düşünülürse nitelikli hekim yetiştirme olanaklarından uzak olunduğunu söylemek mümkündür. “Giderlerse gitsinler” anlayışı ile her geçen ay artan hekim göçünün kontenjan arışları ile telafi edileceği düşünülüyor gibi görünmektedir. Fakat tam tersi bir tablonun oluşacağı ve eğitim niteliğinin düşmesinin daha fazla hekimin yurt dışına gitmesine yol açacağı görülmektedir. Yurtdışına beyin göçü bu şekilde devam edecek ve bu durum ülkemiz adına gelecek açısından çok ciddi bir kayıp olacaktır.

YÖK’ün Tıp Fakülte Açılması Kriterleri

YÖK’ün kendi web sayfasında yayınladığı “TIP PROGRAMLARINDA EĞİTİME BAŞLANMASI VE EĞİTİMİN SÜRDÜRÜLMESİ İÇİN ASGARİ KOŞULLAR” bölümünde yapılacak tıp fakültelerinde dersliklerden, okuma salonuna, kütüphane standardına, öğrenci sayısına göre “Asgari Mekan Standartları”, ”Laboratuvarlar”, “Sağlık Uygulama Araştırma Merkezleri”, “Genel Eğitim Ortamları”, “Kütüphane”, “Eğitim Laboratuvarları”, ve öğrenci kontenjan sayısına göre “Öğretim Görevlileri”nin asgari sayıları, belirlenmiştir (11). Başlıklar halinde “Tıp Programı için Gerekli Altyapı, Laboratuvar ve Uygulama Alanları”, “Tıp Fakültesi Sağlık Uygulama Araştırma Merkezi Asgari Standartları”, “Diğer Eğitim Ortamları ve Eğitim Araçları (Anatomi Eğitim Laboratuvarı, Maket Salonu, Multidisipliner laboratuvarlar, Histoloji ve Patoloji Dersleri İçin Multidisipliner Laboratuvar, Tıp Eğitimi Laboratuvarı)” ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Ayrıca tablo halinde  “Tıp Programlarında Eğitime Başlanması ve Eğitimin Sürdürülmesi İçin Gerekli Olan Asgari Öğretim Üyesi Sayısı Ve Dağılımı” verilmiştir. Bu tabloya göre “Eğitim ve Öğretime Başlangıç İçin Asgari Öğretim Üyesi Sayısı”nın en az 19, “Eğitim ve Öğretim Yılının Üçüncü Yılı Sonuna Kadar Sağlanması Gereken Asgari Öğretim Üyesi” sayısı 60 öğrenci kontenjanına kadar 53, 120 öğrenci kontenjanına kadar 86 olarak verilmiştir. Yeni açılan devlet veya vakıf tıp fakültelerinin birçoğunun bu kriterlere uygun olmadığı bu nedenle akredite edilmediği söylenebilir. YÖK’ün kendi açıkladığı kriterlere rağmen bu kriterlere uymayan tıp fakültelerinin açılması veya bunların eğitime uygun olup olmadığının denetlenmemesi ise niteliksiz tıp eğitimini ortaya çıkarak önemli etkenlerdendir.

Vakıf Tıp Fakülteleri YÖK’ün Kriterlerine Uyuyor mu?

Vakıf tıp fakültelerinin eğitim olanakları değerlendirildiğinde, bazı vakıf üniversiteleri tıp fakültelerinin özel sağlık kurumları ile afiliye olarak eğitimlerini sürdürdüğü anlaşılmaktadır. TBMM’de 16.10.2020 tarihinde kabul edilen 2547 sayılı kanun, ek madde – 3 ve aynı kanunun geçici 82. maddesine göre; “Kamu Mali Yönetim ve Kontrolü Kanunu”nda yapılan yeni bir düzenlemenin altıncı maddesinde “Vakıf üniversitelerinin tıp fakültelerine eğitim ve öğretim hizmetlerinin sunumu için asgari 200 yatak kapasitesine sahip ve YÖK’ün kriterlerine uygun bir hastaneleri olması” koşulu getirilmiştir. Aynı Kanun’un yedinci maddesinde ise “Bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2 yıl içinde bu yükümlülüklerini yerine getiremeyen vakıf üniversiteleri tıp fakültelerinin kapatılacağı ve YÖK tarafından kendilerine öğrenci kontenjanı verilmeyeceği” hükmü bulunmaktadır (12). Ancak YÖK’nun bu maddesine göre en az 200 yataklı hastanesi olan sadece 12 adet vakıf tıp fakültesi bulunmaktadır. Diğerleri çeşitli özel hastaneler ile anlaşarak sorunu çözmek yoluna gitmektedirler. Bu durumda YÖK’ün ilgili maddesi uyarınca hastanesi olmayan vakıf tıp fakültelerinin kapatılması gerekmektedir.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne Bağlı Tıp Fakülteleri

Bu kadar yaygın tıp fakültesi olduğu halde, yeterli altyapısı olmadan öğrenci almaya devam eden, eğitimin tamamı ya da bir bölümü başka yerlerde olan tıp fakülteleri bulunmaktadır (9). Sağlık Bilimleri Üniversitesi bünyesinde farklı şehirlerde 11 tıp fakültesi olduğu görülmektedir.

Bunlardan sadece ikisinde temel tıp eğitimi kendi fakültesinde verilmekte iken kalan dokuz fakülte temel tıp eğitimi için öğrencilerini başka fakültelere göndermektedir. Dünyada bir üniversiteye bağlı 60 civarında eğitim araştırma hastanesi ve 11 tıp fakültesinin olduğu ancak %90’ında temel tıp eğitiminin verilemediği başka bir ülke bulunmamaktadır. Vakıf üniversitelerinin özellikle İstanbul ve Ankara’da konuşlanması da dikkat çekmektedir. İstanbul’da altı devlet ve 21 vakıf üniversitesi tıp fakültesi vardır. Vakıf üniversiteleri için tıp fakültesi açmanın kolaylaştırılmasıyla, 12’sinin kendi hastanesi olmadığı, özel hastanelerin tıp fakültesi hastanesi olarak kullanıldığı, özel hastanede çalışan hekimlere akademik kadro, profesörlük verilerek kadro sorununun aşıldığı koşullarda eğitimin niteliği de kaygı verici olmaktadır.

Akademik Kadrolar Yeterli mi?

Devlet ve vakıf tıp fakültelerinin akademik kadrolarının yeterli olup olmadıkları ile ilgili olarak 2022-2023 eğitim-öğretim yılının başlarında yapılan bir araştırmada 1 Haziran 2022-31 Ağustos 2022 tarihleri arasında geçen üç ay içinde Resmî Gazete’de yayımlanan gerek devlet gerekse de vakıf üniversiteleri tıp fakültelerinin akademik kadro ilanlarının tümü incelenmiştir (12). Bu inceleme sonucunda:

Devlet üniversiteleri tıp fakülteleri:
İstanbul’da:59
Ankara’da: 64
İzmir’de: 56
Diğer illerde:306 olmak üzere
Toplam 485 öğretim üyesi kadrosunun boş olduğu anlaşılmaktadır.

Vakıf Üniversiteleri Tıp Fakülteleri:
İstanbul’da: 221
Ankara’da: 40
İzmir’de: 9
Diğer illerde:64

Toplam 334 öğretim üyesi kadrosunun boş olduğu görülmektedir.

Sonuçta Devlet ve Vakıf Üniversitelerinin tümü değerlendirildiğinde:
İstanbul’da: 280
Ankara’da: 104
İzmir’de: 65

Diğer illerde: 370 olmak üzere toplam 819 tıp fakültesi öğretim üyesi kadrosunun boş olduğu belirtilmektedir.

Öğrenim Dili- İngilizce Eğitim Veren Tıp Fakülteleri

Tıp fakültesi öğrencilerinin İngilizce bilmeleri ve bu dile hakimiyetleri çok önemlidir. Ancak ulusal düzeyde bu boyutta İngilizce programına gereksinim olup olmadığı tartışılmalıdır. Uluslararası öğrenciler için İngilizce eğitim programları önemli olabilir ve bunun da bir planlama ile yapılması önemlidir. Anadil dışında yapılacak eğitimlerde gerek öğrencilerin gerekse eğiticilerin o dile hakimiyetleri bir zorunluluktur ve bu eğitimin niteliğini doğrudan etkiler. İngilizce programla öğrenci alan bazı tıp fakültelerinde derslerin tamamının İngilizce yapılmadığı ise bilinen bir gerçektir.

Öğrenim dili açısından değerlendirildiğinde; Devlet tıp fakültelerinin 74’ünde Türkçe, 1’inde İngilizce, 12’sinde Türkçe+İngilizce, kamu tıp fakültelerinin 12’sinde Türkçe, 8’inde İngilizce, 13’ünde Türkçe+İngilizce eğitim veriliyor. Devlet tıp fakültelerinde Türkçe ve İngilizce eğitim için Türkiye kontenjanı 14.751 ve yabancı kontenjan toplamı 1.795 olup toplamda kontenjan sayısı 16.546’dır. Vakıf tıp fakültelerinde ise Türkçe ve İngilizce eğitim için Türkiye kontenjanı 3.267, yabancı kontenjanı 2.137 olup toplamda yabancı öğrenci kontenjanı 5.404’dür (1,3).

İngilizce tıp fakültelerinde kontenjanın hangi ölçütlere göre artırıldığı da belli değildir. Örneğin İzmir Demokrasi Ün. Tıp Fakültesine geçen yıl Türkçe eğitim programına öğrenci alınırken, bu yıl sadece İngilizce tıp fakültesine kontenjan açılmıştır.

Puan Farklılıkları

Devlet ve vakıf tıp fakülteleri açısından bir diğer önemli fark vakıf tıp fakültelerine giren öğrencilerin sınav sonuçlarına göre düzeyleri arasındaki farklılıklardır (13). Vakıf tıp fakültelerine burslu olarak yüksek puanla öğrenci alınmaktadır. Ancak ücretli olarak alınan öğrenciler vakıf tıp fakültelerinde oldukça düşük puanla kabul edilmektedir. Örneğin 2022’de en yüksek taban puan olarak 536.20 ile öğrenci alan bir tıp fakültesinin, ücretli olarak aldığı grupta taban puanı 427.53’tür. Aradaki fark 108 puan gibi oldukça büyük bir farktır. Başka bir fakültede en yüksek taban puan 500.86 iken, taban puan 414.69’dur. Burada da aradaki fark 86.17 puandır. Öğrenci niteliğindeki bu fark eğitim niteliğini de etkilemektedir. Vakıf tıp fakültelerinde taban puan açısından değerlendirildiğinde en düşük devlet tıp fakülteleri ile aralarında en az 35-40 puan gibi bir fark mevcuttur. Devlet tıp fakülteleri arasında kendi içlerinde bu kadar fark yoktur.

Akreditasyon

Bir diğer önemli konu tıp fakültelerinin akreditasyonudur. Bu konuda Tıp Eğitimi Programlarını Değerlendirme Ve Akreditasyon Derneği (TEPDAD) Türkiye’de tıp fakültelerinde eğitimin değerlendirilmesinde önemli bir kurumdur (7). Dernek Türkiye’deki tıp eğitimi programlarının ulusal ve uluslararası ölçekte akreditasyonunu sağlamaktadır. TEPDAD tarafından devlet tıp fakültelerinin 36’sı, vakıf tıp fakültelerinin 8’i akredite edilmiştir. Başka bir deyişle Türkiye’deki her üç tıp fakültesinden ikisi akredite değildir.

Eğitimin Özelleştirilmesi

Sağlık sistemindeki özelleştirme, tıp eğitimini de giderek içine almaktadır. Her geçen yıl vakıf adı altında özel tıp fakülteleri açılırken, bu tıp fakülteleri burslu öğrenci de almakla birlikte aslında özel tıp fakülteleridir. Başarılı öğrencileri, dereceye girmiş öğrencileri bursla alırken diğer öğrencilere parayla eğitim vermektedirler. Devlet tıp fakültelerine giremeyen öğrenciler için tercih edilme özelliklerini korumaktadırlar. Bu yıl tıp fakültelerinin yıllık ücretleri 530 binlere ulaşmıştır. Bu tıp fakültelerinin bazıları ekonomik gücünü de kullanarak köklü tıp fakültelerinin öğretim üyelerini kadrosuna alarak ve öğrencilere diğer burs, yurt ve ekonomik yardımlarla dereceye giren öğrencileri bünyesine kazandırmakta zorluk çekmemektedir. Bu durum devlet tıp fakülteleri ile vakıf tıp fakültelerindeki tercih oranlarını da gittikçe tersine çevirmektedir. Özel-vakıf tıp fakültelerinin fiyatları ise her geçen yıl orantısız bir biçimde artmaktadır.

İdeal Tıp Eğitimi Nasıl Olmalıdır

İdeal tıp eğitiminde temel ilke öğrencinin eğitimin merkezinde olmasıdır. Öğrenci merkezli bir eğitim hedefi yanı sıra eğitim çıktı temelli yeterliliğe dayanmalıdır. Üçüncü nokta tıp eğitiminin toplumun sağlık gereksinimlerini karşılamasıdır. Son yıllarda bu açıdan önerilen tıp eğitiminin toplumsal olarak hesap verebilir olmasıdır. Dördüncü nokta tıp eğitimi müfredatının aşırı yüklü olduğu ve gelişen teknolojinin tıp eğitiminde de kullanılacağıdır. Beşinci nokta tıp eğitiminin kendi kendine öğrenmeyi sağlaması ve bireysel öğrenmeyi kolaylaştıracak yöntemlerin kullanılmasıdır. Son ve diğerleri kadar önemli nokta tıp eğitiminin temel hedefi etik değerleri içselleştirmiş “iyi hekim” yetiştirmek olmalıdır. İyi hekimlik kavramının mesleki sorumluluklar kapsamında düşünülmesi önemlidir.

Öneriler

Tıp fakültelerinin kontenjanlarının her geçen yıl azalması gerekirken arttırılmasına son verilmelidir. Bu durum nitelikli eğitimin önündeki en büyük engel olarak durmaktadır. Gecekondu tıp fakültesi açılmasına son verilmelidir. Yeni açılan tıp fakülteleri birleştirilerek hem fiziki koşullar hem de insan gücü birleştirilerek daha nitelikli duruma dönüştürülmelidir.

Devlet tıp fakültelerine ekonomik destekle birlikte araştırmanın ve eğitimin niteliği arttırılmalıdır.

Devlet ve vakıf adı altında özel tıp fakülteleri arasındaki her türlü ayrıma son verilmelidir.

Eğitim ücretsiz, ulaşılabilir, eşit ve adil olmalıdır.

İletişim becerilerinden toplumcu ve bütüncül yaklaşıma sağlığın tüm belirleyicilerini de gözeten ve etik değerlerin kazandırıldığı nitelikli bir tıp eğitimi olmalıdır. (BSHA-Bilim Ve Sağlık Haber Ajansı)

Kaynak:Haber Kaynağı

BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
👏
👎
😍
😥
😱
😂
😡

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.