Hitman Hikayesi

Hitman Hikayesi

Bütün o casusluk filmlerinde, mafya filmlerinde veya tarihin her gizli sayfasında karşımıza çıkan Hitman’ler bize her zaman için ilham kaynağı olmuştur

Hitman: Codename 47

2000’in kasım ayında piyasaya çıkan Hitman: Codename 47 eski zamanın suikastçılarına nazaran yeni nesil bir silah olarak tasarlanmıştı. O bir insan değildi, onun hisleri, duyguları yoktu. Onun bir gerçek adı bile mevcut değildi.

Lakin daha onu ilk dakikadan itibaren çok sevdik. Sempatik bir adam değildi 47, kesinlikle iyi bir insan da değildi fakat içindeki kötülüğün farkındaydı ve bunu yenmesini de biliyordu. IO Interactive bizi onunla ilk tanıştırdığında bir akıl hastanesindeydik. Neden burada olduğumuzu, nereye gitmemiz gerektiğini veya neyin peşinden koştuğumuzu bilmeden bir kör dövüşünün içine dalmıştık. Sonra ışık yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı.

Uzaklara gittik onunla ta dünyanın öbür ucu olan Çin’e. Tek başımıza sürdürdüğümüz hayatımızda yankılanan iki ses vardı; silahımızdan çıkan mermi ve Diana Burnwood.

Hong Kong’da Red Dragon lideri Lee Hong’u, Colombiya’da uyuşturucu lordu  Pablo Belisario Ochoa’yı, Budapeşte’de Avusturyalı terörist Franz Fuchs’ı, Rotterdam Hollanda’da ise silah kaçakçısı Arkadij "Boris" Jegorov’u öldürmüştük. Lakin bu ölümler bizi dehşet bir gizeme ve başladığımız noktaya geri getirmişti.

“Neden?” sorusunun cevabı aslında kalktığımız yatağın içinde duruyordu; mükemmel insan. Kusursuz bir katil. Her şeyin sorumlusu Ort-Meyer’ın bu silahı en sonunda namlusunu ona yöneltti ve her şeyin intikamını 10 saniyede aldı. Kurtulduk dedik, sonunda bitti…

Hitman 2: Silent Assassin

Lakin biz bu duruma o kadar sevinirken 47 bu hayattan artık bıkmıştı. Bizlere çok “cool” gözüken bu adamın aslında içinde inanılmaz bir savaş yaşadığını ikinci oyunda öğrendik. Koca iki sene sonra 2002’de kendisini ilk gördüğümüzde Sicilya’da bir manastırda bahçıvanlık yapıyordu.
Hani hep derler ya her şeyden kaçabilirsin ancak  geçmişinden asla diye, 47 bunu birinci elden yaşamak üzereydi. Nitekim kilisenin rahibi ve onun akıl hocası Rahip Vittorio’nun kaçırılması canavarın uyanmasını sağladı ve hiç tanımadığımız dostumuz Diana’nın sesine yeniden kavuştuk.
İkinci oyunda ana hedefimiz Giuseppe Giuliano’ydu. Vittorio’yu kaçıran Sicilyalı mafya babası. Rahibi kurtarmak için yaptığımız ilk deneme başarısızlıkla sonuçlandı ve böylece maceramız da başlamış oldu.

Ona bu durumda yardımcı olabilecek tek bir yer vardı, Ajans. Yıllar boyunca çalıştığı ancak en sonunda sırtını döndüğü Ajans’tan yardım istemek zorundaydı. Elbette bu dünyada hiçbir şey karşılıklı değil, ölüm bile.

İkinci oyunda yine dünyaları gezdik. Rusya, Japonya, Afganistan, Malezya ve Hindistana uğradık. Ancak maalesef rahip arkadaşımızı bir türlü bulamadık. Bu süre boyunca ise nedenini bilmeden insanları öldürmeye devam ettik.

Lakin olaylar bizi tıpkı ilk oyun gibi yine başladığımız noktaya geri getirdi. Tam Vitorrio’dan ümidimizi kesmişken işin arkasındaki esas beyin olan Sergei Zavorotko’un varlığını ve planını öğrendik. Kısa zaman önce kara borsadan bir nükleer savaş başlığı almış olan Sergei’in amacı bu anlaşmada yer alan tüm tarafları ortadan kaldırmaktı ve bunun için de 47’den yani abisinin genlerini taşıyan adamdan daha iyi bir seçenek olamazdı.

Sicilya’da sona eren yolculuğumuzda da Sergei Zavorotko’u da tarihe gömdükten sonra geçmişimizden kaçmak yerine onunla yüzleşmek için takımımızı giyip kırmızı kravatımızı taktık ve kilisenin kapısından bir daha girmemek üzere çıkıp gittik.

Hitman: Contracts 

Karanlık, soğuk… Nefes almakta zorlanıyoruz. Gözlerimiz kapanıyor, bilincimizi yitiriyoruz. Geçmiş bir anda şimdi olmaya başlıyor. Ort-Meyer, onu öldürmüştük değil mi? Yoksa… ya ölmemişse?

2004 yılında çıkan Hitman: Contracts adeta geçmişin bir yansımasıydı. İlk oyundaki görevlerimizin birer kopyasını oynuyorduk bu üçüncü oyunda. Öte yandan etrafımızdaki şeyler biraz daha değişmiş, daha kaliteli hale gelmişti. Daha iyi grafiklerle karşımıza çıkmıştı.

Bu sefer haritamızda Romanya, Kamçatka, İngiltere, Hollanda, Budapeşte, Hong Kong ve Paris bulunuyordu.

Oyunun sonunda bilincimiz yerine geldiğinde ise bize verilmiş olan görevin süresinin bitmiş olduğunu öğreniyorduk. Richard Delahunt adındaki Amerikan Büyük Elçisi ve ünlü tenor hala hayattaydı. Bu çocuk tacirlerinin ölmeleri gerekiyordu.

Öte yandan o iğrenç adamların dostu olan ve peşimize düşen müfettiş Albert Fournier’dan da kurtulmak zorundaydık. Müfettişi öldürdük bir uçağa atladık ve ülkeden kaçtık. Lakin hala o karanlık geçmişimiz bizi takip ediyordu, neyse ki oyunun sonunda “arkamızı” Diana kolluyordu

Hitman: Blood Money

2006 yılına geldiğimizde her iki yılda bir kendisini dünyaya gösteren Hitman’in yeni oyunu Blood Money elimize geçti ve o karanlık dünyaya geri döndük.

Oyuna bir lunaparkta başlamıştık lakin etrafta çocuk yerine öldürecek kötü adamlar vardı. Senaryo aynı, mantık aynı, amaç aynı…

Lakin bu sefer 47’de bazı değişiklikler vardı. Artık daha gizli, daha sessiz ölümler gerçekleştirebiliyorduk. Artık “kazalar” yaratabiliyorduk.

İşte bu mantıkla çıktık yola ve ilk hedefimiz olan Joseph Clarence’ı hallettik. Ancak bu seferki hikaye bizim hakkımızda değildi, her ne kadar başrolünde biz de olsak. Oyun geçmiş ve günümüz arasında gidip gelen zaman döngüsünde her zamanki işimizi yaparken bir yandan da eski bir FBI yöneticisi olan Jack" Alexander Leland Cayne’in bir gazeteciye hakkımızda anlattıklarını dinliyorduk.

Başımızdan geçen onca olay öldürdüğümüz onca insandan sonra artık bizim da ölümün tadına en azından bir dil değdirme vaktimiz gelmişti. Diana bizlere bu çıkış yolunu sunduktan sonra bir zehir enjekte ederek kısa bir süreliğine ölmemizi sağladı ve bu şekilde bütün oyun boyunca peşimizden koşan karşıt örgüt “The Franchise”ın liderini görme fırsatı yakaladık; Alexander Leland Cayne.

Hüzünlü cenazemizin ardından Diana son hamlesin yaptı ve kan yine ellerimize bulaştı. Mükemmel bir final sahnesi ile son bulan Blood Money için artık “Son mu?” yorumunu yapacakken Diana’nın Franchise’ın varlıklarını kullanarak International Contract Agency’i tekrardan açması kafalardaki karmaşayı giderdi.

 

Oyun ve Teknoloji Editörü
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
👏
👎
😍
😥
😱
😂
😡

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.