Nasuh Tövbesi nedir, Nasuh Tövbesi nasıl yapılır, Nasuh tevbesinin fazileti nedir?

Nasuh Tövbesi nedir, Nasuh Tövbesi nasıl yapılır, Nasuh tevbesinin fazileti nedir?

Nasuh Tövbesi nedir, Nasuh Tövbesi nasıl yapılır, Nasuh tevbesinin fazileti nedir? soruları Sefirin kızı dizisi 15. bölümünde Nare tarafından söylenince izleyiceler internetten araştırmaya devam ediyor. Peki Nasuh Tövbesi nedir detaylar haberimizde...

Sefirin kızı dizisinde Nare Sencer' e adını bir daha anmayacağıma Nasuh Tövbesi olsun mu dedi. Ve izleyiciler Nasuh Tövbesi nedir, Nasuh Tövbesi nasıl yapılır, Nasuh tevbesinin fazileti nedir? sorularını araştırmaya başladı. İşte detaylar...

Nasuh Tövbesini tam olarak anlamak için tövbe de ismi geçen Nasuh' un hikayesini bilmekte yarar var. Önce Nasuh' un hikayesini Mevlana celaleddin rumi'nin mesnevi'sinde bulunan bir kıssadan dinleyelim.

Hikaye şu şekilde geçmektedir.

Yıllar önce Nasuh adında bir adam vardı. Nasuh kadınlar hamamında kesecilik eder böylece onlara kolaylıkla yaklaşır, dokunur, uygun olanları avlayarak baştan çıkarırdı. Nasuh yıllarca tellâklık etti, kimse onun erkek olduğunun farkına varmadı. Yüzü kadın yüzü gibi tüysüz­dü. Erkek hüviyetini bu yüzden rahatlıkla gizlerdi. Çünkü sîması kadınsı, sesi kadın sesi gibiydi. Pâdişahın kızlarını bile hamamda keseler ovar, yıkardı. Bu konuda mahirdi ve aranan bir elemandı. Çarşaf giyer peçe takardı fakat şehveti azgın bir gençti.

Aradan zaman geçince Nasuh bu işten pişman oldu, tövbe etti fakat, alışkanlığını bırakıp tövbesini tutamadı. Bu defalarca böyle oldu. Bir gün nasuh bir Allah dostuna giderek: "Bana dua et," diye ricâda bulundu. Allah'ın o veli kulu ona dua etti.
Nasuh bir gün yine hamamda her zamanki işini yaparken pâdişahın kızının kıymetli bir incisi kayboldu. Bütün kadınlar inciyi aramaya koyuldular. Herkesin eşyâsını aramak için önce hamamın kapı­sını kapadılar. Sonra başladılar aramaya. Fakat inci bir türlü bulunamadı. Bunun üzerine daha sıkı bir arama başladı:
-İhtiyar, genç, herkes anadan doğma soyunsun, her yeriniz aranacak! diye bağırdılar.
Nasuh korkusundan bir kenara çekildi, yüzü sararmış dudakları titriyordu. Ölüm korkusu her ya­nı sarmıştı, nihayet foyası meydana çıkacaktı. Kendi kendine:
"Ya Rabbi, dedi. Birçok defalar tövbe ettim fakat tövbemi bir türlü tutamadım. Eğer beni bu belâdan, rezil rüsvây olmaktan kurtarırsan, söz veriyorum bütün yaptıklarımdan tövbe etim" dedi.
hamamdakiler herkesi kontrol etmişti. Aranma sırası Nasuh'a yaklaşıyordu, kurtuluş yoktu tam onu arayacaklardı ki ansızın:
-İnci bulundu! diye bir ses geldi.
Artık nasuh'u aramaya gerek kalmamıştı. Böylece nasuh rezil olmaktan, ölüm­den kurtulmuştu. İnci bulunduğu için herkes bayram ediyor seviniyordu. Bu sevinç dalgası geçtikten sonra Nasuh'u çağırdılar:
-Ey mahir tellâk gel, pâdişahın kızı seni çağırıyor gel onu kesele, yıka, dediler.
Nasuh bunu redderek hamamdan çıkıp gitti ve bir daha da tövbesini bozmadı. (mesnevi, c. v, beyit: 2228 vd.)

Nasuh Ne Demektir?

Nasuh: Yapılan hatalardan vazgeçmektir. Bir daha günah işlememeye azm etmek, murâd etmek ve gayret etmek demektir.

Nasuh Tövbesi Ne Demektir?

"Nasuh tevbesi" halisen Allah (cc) için, şaibelerden (hata) temiz olarak yapılan tevbe demektir. Nasuh, nasihat kökünden türemedir. Günahtan kalbi bir karartı bırakmayacak şekilde temizleme, hem de günahın kalpte açtığı yarayı tedavi etme, iman ve amelde meydana getirdiği açığı kapama demektir.

Peygamber Efendimiz’in (asm) tevbe-i nasuh tarifi:

Peygamber Efendimiz (asm), tevbeden bahsedince, Nasuh tevbesinin ne olduğunu soran Hz. Muaz bin Cebel’e (ra) buyurdu ki:
“Tevbe-i Nasuh, işlenen günahtan pişman olmak, Allah-ü Teâlâ’dan mağfiret dilemek, bir daha öyle bir günah işlememek demektir.” (Beyhakî)

Hasan Basrî Hazretlerinin (ra) tevbe-i nasuh tarifi

Hasan-i Basrî’ye (ra), nasuh tevbesinin ne olduğu sorulunca, şöyle cevap vermiştir:

• Kalp ile pişman olmak,
• Dil ile istiğfar edip Allah’tan (cc) affını istemek,
• Azalarla günahları terk etmek,
• İçten bir daha günaha dönmemeye karar vermektir.
Nasuh tevbesi nasıl yapılmalıdır?

Tevbe-i Nasuh şu dört şeyin birleşmesiyle olur:

• Lisan (dil) ile istiğfar,
• Günahı işleyen aza ile günahı terk etmek, pişman olmak,
• Bu günahı bir daha işlemeyeceğine kat’i olarak karar vermek,
• İnsanı günah işlemeye sevk eden kötü arkadaşlardan uzaklaşmaktır.

Nasuh Tevbe'nin çeşitli tarifleri yapılmıştır:

Abdullah b. Abbas; Nasuh tevbe; kalb ile pişmanlık, dil ile jstiğfar, beden ile uzak durmak ve günaha bir daha dönmemeye azmetmektir.

Kelbî: Nasuh tevbe; kalben pişman olmak, dil ile af dilemek ve günahtan uzaklaşıp bir daha dönmemeye karar vermektir.

Ebû Bekir Varak: Nasuh tevbe; yeryüzünün bütün genişliğine rağmen daralması, Tebük savaşından geri kalan üç sahabiyi sıktığı gibi sıkmasıdır.

Ebû Bekir Dakkak: Nasuh tevbesi, zulmedilen kişiye hakkı­nı iade etmek, hasımdan helalik almak ve ihmal edilen ibadetleri yerine getirmektir.

Cüneyd-i Bağdadî ise tevbeyi üç safhaya ayırır.

1 - Yaptığı kötülüğün farkına varıp pişman olmak,

2-   Günaha bir daha dönmemeye kesin karar vermek,

3-   Günahın ortaya çıkardığı zulmün sebep olduğu kötülük­leri ortadan kaldırma gayreti ile kötülüğün ardından bir iyilik yapmak

Zer b. Hubeyş anlatıyor:

Bir seferinde Übey b. Kab'a:

- Nasuh tevbesi nedir, diye sordum.

- Aynı soruyu ben de Allah Resûlü'ne (sallallahu aleyhi ve sellem) sor­dum.

- Günah işlediğinde pişman olman, günahtan dolayı Allah'tan bağışlanma dilemen sonra bir daha ona dönmemendir, buyurdu.

Tahrim Suresi'nde, Ey iman edenler! Samimi bir tövbe ile Rabbinize dönün!, buyurulmaktadır. Bu çağrıya uymak ancak Nasuh tövbe ile mümkün.

Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) nasuh tevbe, kulun İşlediği günahtan pişmanlık duyması, Allah'a tüm benliği ile yönelip, sütün memeye dönmemesi gibi günaha dönmemesidir, buyurur.

Muâz bin Cebel -radıyallahu anh-:

“-Anam-babam Sana fedâ olsun yâ Resûlallah! Nasuh tevbesi nedir?” diye sordu.

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle anlattı:

“-Günahkâr kulun yaptıklarına pişman olması, (istiğfar etmek sûretiyle) Rabbinden özür dilemesi ve bir daha o günahlara dönmemesidir.”

Sonra güneş ve ay bu kapıdan batar ve tevbe kapıları arasından en ufak bir aralık dahî kalmayacak şekilde kapatılır. İşte bundan sonra tevbe eden hiçbir kulun tevbesi kabul olunmaz.” (Bkz. Ebû’l-Leys Semerkandî, Tenbihü’l-Gâfilîn, Terc: Hüseyin Okur, Semerkand Yayınları, I, sh: 179-180)

 

BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1
0
0
0
0
0
0
👏
👎
😍
😥
😱
😂
😡

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.